Sana derim ey velî kıl beş vakit namazı
Eğer değilsen ölü kıl beş vakit namazı
Ezan okur müezzin çağırır Allah adın
Yıkma din direğini kıl beş vakit namazı
Hep kanat çırpar kuşlar, tesbih okur ağaçlar
Himmet alın kardeşler kıl beş vakit namazı
Namazı kıl zikreyle, elin götür şükreyle
Öleceğin fikriyle, kıl beş vakit namazı
Aklın namazda olsun, mahşerde yüzün gülsün
Kabrinde ışık olsun kıl beş vakit namazı
Konuş hep tamam ile, Namaz kıl imam ile
Gidesin iman ile kıl beş vakit namazı
Çıka gide can dahi, şöyle kala ten dahi
Derviş Yunus sen dahi kıl beş vakit namazı
Ey bana derviş diyen
Ey bana derviş diyen, ki neyim derviş benim
Dervişlik yaylasında hareketim kış benim
Derviş adın edindim derviş donun donandım
Yola baktım utandım hep işim yanlış benim
Hırkam tacım gözlerim yalan yanlış sözlerim
Her taraftan gizlerim bin bir kötü iş benim
Yoldan haber sorarlar nedense inanırlar
Kalbimi saf sanırlar, vay ne kötü iş benim
İçerime bakarsan on paralık nesne yok
Dışımın kavgasından âlemler dolmuş benim
Yunus der ki yârenler ey gerçeğe erenler
Bu yolda olan haller Allah’a kalmış benim
Ey yarenler
Ey yarenler, ey kardeşler
Ecel gele ölem bir gün
İşlerime pişman olup
Gerçek öze gelem bir gün
Yanlarıma kona elim
Söz söylemez ola dilim
Karşıma gele amelim
Nettim ise görem bir gün
Lüzum yoktur danışmana
Duyulur dosta düşmana
Şol dört tekbir ile namaz
Dahi tamam kılam bir gün
Beş karış bir bezdir donum
Yılan çıyan yiye tenim
Yıllar geçe eskir sinim
Unutulup kalam bir gün
Başıma dikeler hece
Ne gündüz bilem ne gece
Âlemler umudu hoca
Sana ferman olam bir gün
Yunus Emre sen bu sözü
Dahi tamam etmemişin
Tek yürüyeyim neyleyim
Üstadıma gelem bir gün
Gel gidelim dosta gönül
Oyalanıp durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yardan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Haydi hiç oyalanmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Şu Yunusu da alalım
Gel gidelim dosta gönül
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm yana yana aşk boyadı beni kana
Ne âkılem ne divâne gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi gel gör beni aşk neyledi
Akar su gibi çağlarım dertli ciğerim dağlarım
Şeyhimi anıp ağlarım gel gör beni aşk neyledi
Tut elimden kaldır beni yâ vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile şeyh ararım dilden dile
Gurbette hâlim kim bile gel gör beni aşk neyledi
Bir mecnun olup yürürüm o yâri düşte görürüm
Uyanıp mahzun olurum gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus bîçâreyim baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim gel gör beni aşk neyledi
Geldi geçti ömrüm benim
Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi bir göz açıp yummuş gibi
İşbu söze Hak tanıktır bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciye
Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyas ola âb-ı hayat içmiş gibi
Gelin bir nazar edin
Gelin bir nazar edin
N’oldu cihan içinde
Niceler toprak oldu
Bu az zaman içinde
O taze güller soldu
Bülbüller ötmez oldu
Gözlerimiz kan doldu
Kaldık zindan içinde
Canları oda yandı
Kuzuları kurt aldı
Ardınca baka kaldı
Zâr-u figan içinde
Ey nice yarenleri
Hasret kaldı canları
Meğer ki buluşalar
Yarın Cennet içinde
O ipek don giyenler
Hiç toz kondurmayanlar
Çürüyüp toprak olmuş
Tenler kefen içinde
O gözler ve o kaşlar
O inci gibi dişler
O tenler ve o saçlar
Yılan, çıyan içinde
Kamu çürümüş eller
O dudak ve o diller
O sevgili oğullar
Kalmış toprak içinde
Bu dünyaya inanma
Vefasın bulam sanma
Ömrün veren ziyana
Çoğu pişman içinde
Yunus söyle sözünü
Sağlam kıl kendözünü
Ağardı-gör yüzünü
Koma firak içinde
Gönüller yapmaya geldim
Benim burda kararım yok
Ben burdan gitmeye geldim
Bezirgânım, mallarım çok
Alana satmaya geldim
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Dost sarhoşu deliliğim
Aşıklar bilir neliğim
Değiştirip ikiliğim
Birliğe yetmeye geldim
O hocamdır, ben kuluyum
Dost bahçesi bülbülüyüm
O hocamın bahçesine
Şad olup ötmeye geldim
Burda tanışık olanlar
Orda bilişirler imiş
Tanışıp da hocam ile
Halim arz etmeye geldim
Siz Yunus'tan sorun haber
Dost nerde ise anda var
Haberi gel gör benden al
Ben onu görmeye geldim
Hiç bilmem ki sıra kimin
Hiç bilmem ki sıra kimin aramızda gezer ölüm
Halkı bostan edinmiştir dilediğin üzer ölüm
Kiminin belini büker kiminin mülkünü yıkar
Kiminin dişini söker var gücüyle ezer ölüm
Kiminin alır kardeşin bakmaz döker gözü yaşın
Hiç onarmaz bağrı başın hayır işten bezer ölüm
Yiğit kişi kocayınca koymaz kendiyi bilince
Birini koyup gelince gözlerini süzer ölüm
Elbette severiz yâri ibadet et Hakka yürü
Miskin Yunus söyler bunu ejderhâlar ezer ölüm
İlim kendin bilmektir
İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır
Okumaktan maksat ne, kişi Hakk'ı bilmektir
Okuyup da bilmezsen sanki kuru emektir
Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme
Eri Hak bilmez isen, abes yere yelmektir
Dört kitabın manası tamamdır bir elifte
Sen elif dersin hoca manası ne demektir
Miskin Yunus der hoca, ister git bin kez hacca
Hepisinden iyice bir gönüle girmektir
Kimde erlik var ise
Tevazu ile gelsin kimde erlik var ise
Merdivenden iterler yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer daima yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise
Aksakallı pir koca, hiç bilmez hali nice
Boşa gitmesin hacca bir gönül yıkar ise
Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanır gündüzü
Kördür kâfirin gözü âlem münevver ise
Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür
Bilene bir söz yeter, sende cevher var ise
Sen seni ne sanırsın, inanmazsan yanarsın
Dört kitabın manası budur eğer ilmin var ise
Bildin gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş kim bunu anlar ise
Yunus yoldan ırmasın yüksek yerde durmasın
Sırat hesap görmesin sevdiği didâr ise
* * *
Bir söz diyeyim sana dinle canın var ise
Dünyaya tamah etme aklın sana yâr ise
Büyükler söylemişler, kardeşten yâr sevgili
Evlattan da tatlıdır eğer doğru yâr ise
Gördün yârin eğridir neyin varsa ver kurtul
Atalardan öğüttür işittiğin var ise
Baktın yârin sadıktır, köle ol kapısında
Çıkar ciğerin yedir, eğer çâren var ise.
Ekmek yiyip tuz basmak, nâmertlerin işidir
Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise
Kötülük etme asla, herkes sana ilenir
Senden sonra söylenir, ne dirliğin var ise
Yunus miskin delidir hem sözünden bellidir
Ayıplaman yârenler eksikliği var ise
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin, duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kimisi dördünde kimi beşinde
Kimisinin tacı yoktur başında
Kimi altı, kimi yedi yaşında
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kimisi bezirgan kimisi hoca
Ecel şerbetini içmek de güç a,
Kimi ak sakallı kimi pîr koca
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus der ki; gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Nöbet bize gelmiş yatar
Sabah mezarlığa vardım baktım herkes ölmüş yatar
Her biri çaresiz olup ömrünü yitirmiş yatar.
Kimi yiğit, kimi koca kimi vezir kimi hoca
Gündüzleri olmuş gece karanlığa girmiş yatar
Vardım onların katına baktım ecel heybetine
Ne yiğitler muradına daha ermemiş yatar.
Nicelerin bağrın deler, kurtlar üstünde gezeler,
Gepegencecik tazeler, gül gibice solmuş yatar.
Yarı kalmış tüm işleri, dökülmüş inci dişleri,
Dağılmış sırma saçları hep yerlere düşmüş yatar.
Çürüyüp durur tenleri, Hakka ulaşmış canları,
Görmez misin sen bunları nöbet bize gelmiş yatar.
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
Dünya işlerine hiç meyil verme
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
Ben filancayım diye göğsünü germe
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
İskender de geldi âlemi gezdi
Zaloğlu Rüstem'in tahtını bozdu
Yunus balığıyla deryada yüzdü
O da kurtulmadı ecel elinden
Yunus olsa da çok serveti saman
Tahtını bırakıp gitti Süleyman
Lokman da olmadı derdine derman
O da kurtulmadı ecel elinden
Şol Cennetin ırmakları
Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sözleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yârına
Koma bugünü yarına
Yarın Hakk'ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu