Övüyorsun bâtıl yolu
Cücelere dedin ulu
Rabbimizin ahmak kulu
Şeytan senin içindedir!
Kel başında sarığın yok
Ayağında çarığın yok
Filden farkın kuyruğun yok
Şeytan senin içindedir!
Hakiki âlime uy
Bak hakkın hitabına
Hakiki âlime uy
Kulak ver kitabına
Hakiki âlime uy
Hayır konuşmalı dil
Kalbindeki pası sil
Her sözünü senet bil
Hakiki âlime uy
Cânı cânâna gönder
Her işte lazım önder
Bulunsa da pek ender
Hakiki âlime uy
Sağlam duvara dayan
Düşer ayağı kayan
Yeter gafletten uyan
Hakiki âlime uy
Akıl gerçeği arar
Gecikmeden ver karar
Çözülür nice esrar
Hakiki âlime uy
Şeytan kolluyor fırsat,
Adımını düzgün at
Almak istersen murat
Hakiki âlime uy
Kayığın su almadan,
Sayılı gün dolmadan,
Henüz pişman olmadan,
Hakiki âlime uy
Düşüncen hep hak ola
Kalbin nur ile dola
Rehbersiz çıkma yola
Hakiki âlime uy
Cahile uyana bak
Batıyor sapıtarak.
Her emrini tutarak,
Hakiki âlime uy
Kolay bulunmaz nimet,
Bundadır bütün izzet,
Severek eyle hizmet
Hakiki âlime uy
Yüzünü hakka çevir
Nefsini yere devir
Haydi yanına gir
Hakiki âlime uy
Girer isen sohbete,
Uğramazsın mihnete,
Kavuşursun rahmete,
Hakiki âlime uy
Mezhepsiz âlimden kaç
Müctehidler başa taç
Herkes rehbere muhtaç
Hakiki âlime uy
Olmak için salih kul
Ehl-i sünnet âlim bul
Amelin olur makbul
Hakiki âlime uy
Sözüne riayet et
Sahih olur ibadet
İstiyorsan saadet
Hakiki âlime uy
Terk eyleme ihlası
Cahillik yüzkarası
İşte sözün kısası
Hakiki âlime uy.
Haydi hizmete
Kavuşmak isteyen büyük himmete
Hakka inananlar haydi hizmete
Kolay bulunmayan böyle nimete
Bismillah diyerek haydi hizmete
Ter dökelim Ehli sünnet yoluna
Canımız fedadır Hakkın uğruna
Sünni kitapları basıp bağrına
Emri maruf için haydi hizmete
Öğren düşmanların bütün fendini
Tuzağına düşme koru kendini
İlimle yıkmalı küfrün bendini
İlmi yaymak için haydi hizmete
Hani deryaların kaptanı bizdik
Bütün düşmanları sıraya dizdik
Gururlu kralları nasıl da ezdik
Ecdadın torunları haydi hizmete
Hep Hak için hakka koşmalı mümin
Hizmet aşkı ile coşmalı mümin
Bütün engelleri aşmalı mümin
Şanlı zafer için haydi hizmete
Geçti Bor’un pazarı
Eskiden yaşadığın seneler, günler hani?
El üstünde gezerdin, şerefler, ünler hani?
Naylon oldu işimiz, pamuklar, yünler hani?
Selvi gibi ümitler, döndü birer iğdeye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Nerede yiğit olan, er meydanına gelsin
Dik tutmasın kafayı, şöyle biraz eğilsin
Göründüğün gibi ol, niye öyle değilsin
Şimdi rüşvetin adı, oldu artık hediye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Gerçeğin karşısında, bırakmalı inadı
Pek çok çile çekse de, değişmemeli tadı
Kendi layık değilse, ne yapar şanlı adı
Karar ver yüklemeden, sermayeyi kediye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Fırsatı iyi kolla, denmesin sana ahmak
Karışma hiç kimseye, sen kendi işine bak!
Tekrarlanan hatalar, canlara etmesin tak
Dokunur abur cubur şimdi bizim mideye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye
Fırsat uçan bir kuştur, tutulmaz yorulmadan,
Hiçbir iş yapmamalı, ehline sorulmadan
Çok iyi pişmelisin, yanmadan kavrulmadan
Yoksa beğenmezler, pişmemiş bu çiğ diye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye