Medine’den çıkarak, Bedir’e gidiyordu.
Hazret-i Mus’ab ile Mu’az ve Ali, o gün,
Mübarek sancağını taşırlardı Resul'ün.
Yanlarında iki at ve yetmiş deve vardı.
Kalplerinde şehidlik, alev alev yanardı.
Üç kişi'ye, bir deve düşüyordu o ara.
Bu yüzden, sıra ile binerlerdi onlara.
Hatta bu yürüyüşte, o Hüdanın Habibi,
Nöbetleşe binerdi deveye Eshap gibi.
Yaya gitmek sırası o Resul'e gelince,
Sahabe çok üzülüp, derlerdi ki hemence:
(Ya Resulallah, sana, canımız olsun feda.
Siz deveden inmeyin, biz yürürüz az daha.)
Ve lakin Resulullah, yine yere inerek,
Kendisini, onlardan hiç farklı görmeyerek,
Buyurdu: (Ey Eshabım, bilin ki, yürümekte,
Siz, benden daha güçlü değilsiniz elbette.
Sevap ve mükafatta, ben de sizin gibiyim.
Yani bundan müstağni, ihtiyaçsız değilim.)
Resulullah ve Eshap, kavurucu sıcakta,
Böyle gidiyorlardı, oruçlulardı hatta.
İslamı yaymak için, her şeye katlanarak,
O Resul'ün peşinden, giderlerdi coşarak.
Çünkü bunun sonunda, şehid olmak ve Cennet,
Hem Allah ve Resul'ün rızası vardı elbet.
Peygamber Efendimiz, Eshabının haline,
Bakarak, onlar için dua etti Rabbine:
(Allah’ım, yayandırlar, bunlara binecek ver.
Açık ve çıplaktırlar, onları giydiriver.
Allah’ım onlar açtır, doyur bu müminleri.
Fakirdirler, zengin et sen bu mücahitleri.)
Şanlı Bedir ordusu yürürken ilerlere,
Küffarın kervanı da yaklaşmıştı Bedir’e.
Ebu Süfyan, onların gelmekte olduğunu,
Öğrenince, çok büyük bir korku sardı onu.
Endişeye düşerek kervanı için hemen,
Değiştirdi yolunu, Bedir’e erişmeden.
Salimen varmak için Mekke'ye bir an önce,
Başka yola girerek, yol aldı gündüz gece.
Acilen gönderdi ki Mekke'ye bir kimseyi,
Önce varıp, Kureyşe anlatsın hadiseyi.
O gelip, gömleğini ön ve arddan yırtarak,
Haber verdi bu şeyi, Mekke’de bağırarak.
Gayet heyecanlıydı dedi: (Ey Kureyşliler!
Müslümanlar, kervana saldırıya geçtiler.
Eğer yetişirseniz kurtarabilirsiniz.
Aksi halde, vaziyet çok kötü bilesiniz.)
Mekke’liler, bu zatın toplanıp etrafında,
Harp hazırlıklarına başladılar anında.
Bir tarafta, islamı ihya için gidenler,
Öbür yanda, bu dini yıkmayı isteyenler.
İki taraf, gelerek birbirlerine karşı,
Olacaktı tarihin en mühim bir savaşı.