Tabiin-i kiramdan büyük bir evliyadır.
Babası İbni Temim, Eshab-ı kiramdandır.
Çok namaz kılıyordu, her gecede bin rekat.
Yediyüz otuzyedi yılında etti vefat.
Hiç yağmur yağmıyordu o beldede bir sene,
Dua etmesi için, geldiler kendisine.
Kabul edip, birlikte çıktılar dua için.
Zira sıkıntıları pek çoktu her kişinin.
O, bütün ahaliye seslendi: (Ey insanlar!
Günahı sebebiyle, kula gelir belalar.
Bizim günahımızdan, bu dahi geldi bize.
Gelin, tövbe edelim birlikte Rabbimize.)
Halk itiraf etti ki: (Günahkârız biz elbet.
Pişmanız, tövbe ettik, diliyoruz mağfiret.)
O zaman bu büyük zat, dua etti: (İlahi!
Kur'an-ı keriminde bize sen, bizatihi,
Şöyle buyurursun ki: Doğru söylerse bir kul,
Onun dualarını, ederim elbet kabul.
Biz de, günahımızı itiraf ediyoruz.
Pişmanız, tövbe ettik, mağfiret diliyoruz.
Dileğimiz odur ki, olalım cümle mağfur.
Ve sonsuz hazinenden, ihsan et bize yağmur.)
Onun bu duasıyla, öyle yağmur yağdı ki,
Böyle yağmur yağması, olmamıştı hiç vaki.
(Ölmeyi ister misin?) diye sordu birine.
Dedi: (Hayır efendim, daldım günah kirine.
Biraz daha yaşayıp, faideli ve iyi,
İş yapıp, ondan sonra istiyorum ölmeyi.)
Buyurdu ki: (Evladım, ne gibi iyi amel,
Yapacaksan çabuk yap, ani gelir hep ecel.
Sen, iyi iş yapmaya ettinse de tam niyet,
O kadar yaşamaya, elinde var mı senet?
Büyükler buyurur ki: Her gece, yattığında,
Bil ki, ölüm bekliyor, yastığının altında.
Ve yine, sabahleyin uyandığında, bil ki,
Ölüm tam karşındadır, ölürsün o gün belki.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu insanlar, acaba,
İnanmıyorlar mı ki Cehenneme, azaba?
Eğer diyorlar ise: Azap var elbette ki,
O halde, nasıl günah işlerler onlar peki?)
Bir gün de buyurdu ki: (Günahını unutur,
Sevabını hatırda tutarsan, bu, gururdur.
Küçük günahları da, büyük bil ki ey insan!
Düşün, sen, kime karşı işledin günah, isyan?
Kişi, arkadaşına demeli ki: (Kardeşim,
İkaz et beni lütfen, varsa bir fena işim.)
Biri, sana emrini hatırlatsa Allah'ın,
Biri dahi, bir kese hediye etse altın.
Senin için o ikaz, iyidir daha elbet.
Onunla kazanılır zira sonsuz saadet.)