Âlim, ârif, veliy-yi kâmil olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî'nin büyük oğlu. Annesi büyük velî, kerâmetler sâhibi, Seyyid Fehîm-i Arvâsî hazretlerinin büyük oğlu M.Reşid Arvâsî'nin kızı Âişe Hanımdır. 1896 (H.1314) yılında Van'ın Başkale kazâsında doğdu. 1967 (H.1387) yılında vefât etti.
Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, yine,
Şöyle buyurmuşlardır Sahabe-i güzine:
(Ümmetimden bir kimse, Rabbine sığınarak,
Herhangi arzusuna isterse vasıl olmak,
Kılsın gece yarısı iki rekat bir namaz.
Okusun her rekatta bir Fatiha, üç İhlas.
Selam verip, başını secdeye koysun yine.
Secdede, şu şekilde dua etsin Rabbine:
Ebu Bekr-i Sıddık’ın hürmetine ilahi!
Şu dilek ve arzuma kavuştur beni dahi.
Çünkü kalkar secdede, aradan perde, hicab.
Secdedeki dualar, mutlak olur müstecap.)
Rivayet edilir ki: Ömer Faruk devrinde,
Muhasara edildi bir kale, Şam şehrinde.
Günler geçtiği halde fethedilmediğinden,
Hazret-i Ömer Faruk, gadaba geldi birden.
İslam askerlerini toplayarak acele,
Buyurdu ki: (Ne için fethedilmez bu kale?
Küffar, dayanamazdı karşımızda bu kadar.
Aramızda mutlaka bir günah işleyen var.)
Bilcümle mücahitler, üzüldüler buna hep.
Hepsi düşündüler ki, bu günah nedir acep?
O ara, ağlayarak biri geldi erlerden.
Dedi: (Aradığınız o hata oldu benden.
Zira ben, teheccüde kalktığımda bu gece,
Misvaksız abdest alıp, namaz kıldım öylece.
Karanlık olduğundan, bu hata etti zuhur.
Sizin aradığınız o günah belki budur.)
Buyurdu ki: (Öyleyse, tövbe et bu günaha.
Terk etme bu sünneti bundan sonra bir daha.)
Yine buyurdular ki Resul bir hadisinde:
(Gökleri geçiyorken, ben mirac gecesinde,
Hayret ile gördüm ki, içinde bir mihrabın,
Bir sureti duruyor Osman ibni Affan’ın.
Melekler, bölük bölük gelirlerdi oraya.
Bakıp şükrederlerdi Allahü teâlâya.
Sordum ki: (Ya Cebrail, ne zamandan beridir,
Bu suret, bu mihraba konulmuş, belli midir?)
Dedi ki: (Bu yeryüzü, henüz yaratılmadan,
Dörtyüz bin sene önce, bu, var idi o zaman.
Zira o, gündüzleri oruçluydu ekseri.
Ve çok namaz kılardı seherde, geceleri.
Yine bela, musibet gelseydi ona şayet,
Sabreder ve kimseye etmezdi hiç şikayet.)
Yine Resul buyurdu: Miraca vardığımda,
Osman’ın suretini gördüm bir gök katında.
Dedim: (Bu mertebeye, ne ile eriştin sen?)
(Gece namaz kılmakla) dedi bana cevaben.