Hindistan evliyâsından. İsmi Ahmed olup, babasının ismi Kâdı Mecdüddîn'dir. İmâm-ı A'zam hazretlerinin en yüksek talebelerinden olan İmâm-ı Muhammed Şeybânî'nin soyundandır. Hindistan'ın Nârnûl beldesinde doğup yetişti. Doğum târihi belli değildir.
Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Ahmed Şeybânî Hâce Hüseyin Nâgûrî'nin talebesi oldu. Zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsîl etti. Ayrıca başka âlimlerin de sohbetlerinde bulundu. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra, Ecmîr'e yerleşti. Orada yetmiş seneden fazla kaldı. Ölüm hastalığında durumu ağırlaşınca, ellerini kaldırarak namaza başlıyormuş gibi tekbîr aldı ve kendinden geçti. 1521 (H.927) senesi Şubat ayının dördünde Cumâ günü bu hâlde iken, "Allahü ekber" diye diye rûhunu teslim eyledi. Hocasının kabrinin ayak ucuna defnedildi.
Bu zat buyuruyor ki: (Bilcümle ibadetler,
Namaz içerisinde toplanmıştır hep birer.
Allah’ın rızasına kavuşturacak olan,
Amellerin başında, namaz gelir her zaman.
Hem Kur’an-ı kerimde, namazı, Hak teâlâ,
İman ile birlikte bildirir ekseriya.
Demek ki bir müslüman, kılmazsa namazını,
Korumak kolay olmaz kalbindeki imanı.
Nitekim Resulullah, şöyle buyurmaktadır:
(Göz nurum, kalp huzurum, hep namaz kılmaktadır.)
Yine buyurdular ki o Server-i kainat:
(Ya Bilal, ezan oku ve kalbimi ferahlat.)
Yine bir hadisinde şöyle bildirmişlerdir:
(Namaz, gözümün nuru kalbimin neşesidir.)
İnsan namaz kılarken, manevi lezzet alır.
Yani müminin kalbi, namazla ferahlanır.
Ama nefsi üzülür ve olur çok mükedder.
Kalbi lezzet alırken, nefsi hep feryat eder.
Namaz, her ibadetten, oruçtan kıymetlidir.
Namaz, mahzun kalplere, ferahlık ve zevk verir.
Doğru kılınan namaz, yok eder günahları.
Ve namaz, kötülükten alıkor kılanları.
Üzüntülü ruhlara lezzet verir, haz verir.
Namaz, ruhun gıdası, bedenin kuvvetidir.
İmam-ı Rabbani’nin, Mektubat kitabında,
Şöyle buyuruluyor, namaz kılmak hakkında:
Hak teâlâ buyurdu: (Salih amel işleyen,
Müslümanlar, Cennete girecektir külliyen.)
Bu salih amellerden, ne anlamak lazımdır?
Bütün iyi işler mi, yoksa bazısı mıdır?
Hepsi olsa, bunları tam yapamaz insanlar.
Bir kaçıysa, acaba hangileridir bunlar?
Cevabı şöyledir ki, bu işler beş tanedir.
Bunlar da, dinimizin aslı ve temelidir.
Namaz, oruç, hac, zekat, hem şartıdır bu dinin.
Hem de yapmak, boynunun borcudur her müminin.
Bunları tam yapanlar, bulur rahat ve huzur.
Ahirette, Cehennem azabından kurtulur.
Çünkü bunlar, aslında salih amellerdir ki,
İnsanı günahlardan korurlar elbetteki.
Hak teâlâ buyurdu: (Hiç kusursuz kılınan,
Namaz, korur insanı her türlü günahlardan.)
İslamın beş şartını, kim ifa eder ise,
Nimetlerin şükrünü yapmış olur o kimse.
Zira Nisa suresi, yüzkırkaltıncı âyet,
Bize bu hakikati bildirir açık ve net.
Şöyle ki, (İman eder, sonra şükrederseniz,
Niye azap edeyim?) buyuruyor Rabbimiz.