Evliyanın büyüğü olan Ebu Muhammed,
Zühd ve takva sahibi bir kimse idi gayet.
İslama hizmet ile geçirdi hayatını.
İrşad etti durmadan o yörenin halkını.
Yolculuğa çıkmıştı bir zaman bu veli zat.
Bir köye geldiğinde, mola verdi bir saat.
O köyün camiinde namazı etti eda.
Ve lakin çok yorgundu, uyudu o arada.
Sonraki namaz vakti, imam geldi camiye.
Görüp, canı sıkıldı, (Bu adam da kim?) diye.
Başladı hakarete sorup araştırmadan.
Sonra da imamete geçiverdi ardından.
Lakin okuyamadı Kur'andan bir harf bile.
Zira gitmişti her şey zihninden tamamiyle.
İftitah tekbirini getirdiyse de, fakat,
Okuyamadığından, namazı oldu ifsat.
Hatasını anlayıp, derhal çıktı camiden.
O hakaret ettiği kimseyi buldu hemen.
Ellerine sarılıp, dedi: (Özür dilerim.
Size ben, haksız yere hakaretler eyledim.
Siz, Allah’ın sevgili kulusunuz muhakkak.
Zira bildiklerimi, unuttum tam olarak.
Bana siz, hakkınızı helal idiniz kalpten.
Ve dua buyurun ki, kurtulayım bu halden.)
O, merhamet ederek, hakkını etti helal.
İmamın bilgileri, zihnine geldi derhal.
Yine başka bir gün de, Hak dostu bu veli zat,
Dergahın tamiriyle uğraşıyordu bizzat.
Bir haber ulaştı ki o ara kendisine:
(Dergahın arsasını, vali katmış evine.
Yakında, o dergahı yıktırarak temelden,
Bir ev yaptıracakmış kendine mükemmelen.)
Bu haber, hayli üzdü Hakk’ın bu velisini.
Celallenip, bir heybet kapladı kendisini.
Ve çamurlu elini uzatıp ileriye,
Seslendi: (Ey hükümdar, valiyi azl et!) diye.
O sırada hükümdar, hiçbir şeyden habersiz,
Tahtında otururdu gayet sakin ve sessiz.
O anda, duvarının, yarılıp orta yeri,
Sonra çamurlu bir el giriverdi içeri.
O seslenişini de duymuştu ki hükümdar,
Büyük bir endişeye kapıldı bi ihtiyar.
Lakin toparlanarak, kavradı meseleyi.
Zira iyi tanırdı bu evliya kimseyi.
Bir talimat verdi ki: (Söyleyin o valiye!
Azl ettim, affı için yalvarsın o veliye.)
Adamlar, o valiyi derhal yakaladılar.
Sonra, bu evliyanın huzuruna vardılar.
Vali özür diledi Hakk’ın bu velisinden.
Affetti o da onu, yine merhametinden.
Ve haber gönderdi ki sultana: (Ey hükümdar!
O, şimdi pişman oldu, vali yap onu tekrar.)