ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 Çengeloğlu, II. Mahmud Han devrinde ünlü bir Amiral idi. Akdeniz’in Afrika kıyılarında başladığı denizcilik hayatında cesareti ve yiğitliği ile nam salmış, İstanbul’a gelip tersaneye girdikten sonra da, kumanda kabiliyetini göstererek hızla ilerlemiş ve Osmanlı Deniz Kuvvetlerinin en üst makamı olan Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmişti. Tophane Müşirliğine tayin edildiğinde, Galata ve Beyoğlu kabadayılarını hizaya getirerek asayişi sağlamıştı. Halk onu “Deli Herif” diye seviyor ve takdir ediyordu. Daha sonra, Sultan Abdülmecid zamanında İzmir valiliğine getirilen bu “Deli Herif”, bir gün aldığı bir haberle adeta çileden çıktı. Redif askeri ayaklanmış ve hükümet konağını basmaya kalkışmıştı. Durum çok kritikti. Devlet otoritesini yaralayacak üzücü gelişmelerin yanı sıra, muhtemelen kan da akacaktı.Çengeloğlu Tahir Paşa, alelacele kılıcını kuşandı, atına atladı ve beraberinde birkaç kavas olduğu halde olay mahalline geldi. Atını mahmuzlayıp isyancıların arasına dalarken, gür sesi ortalığı çınlatıyordu:“Siz Çengeloğlu’nu öldü mü sanırsınız? Urun bre!” İşte o anda kalabalıkta bir dalgalanma, bir kaynaşma meydana geldi. Kimi taban kuvvet kaçıyor, kimi silahını atıp kaçıyordu. Birkaç dakika içinde ortalıkta kimse kalmamış ve ateş parlamadan söndürülmüştü. Fakat Paşanın davranışı büyük ihtiyatsızlıktı. Göz göre göre hayatını tehlikeye atmış tı. Divan Katibi, münasip bir lisanla bunu hatırlatırken: “Ya aralarında biri tetiğe basıverse idi?” dedi. Tahir Paşanın verdiği cevap, onun korku tanımaz karakterinin ilanı gibiydi:“Çengeloğlu’nu vuracak tüfeğin tetiğini çekmek için on iki manda lazımdır”
Tüm İçerikler