Yavuz Sultan Selim Hân’ın sırdaşı ve yoldaşı olan, birçok dil de bilen ve âlim bir zat olan Hasan Can’a, birgün Sultan der ki:-Bu gece rüyâmda Muhammed Bahşî hazretlerini gördüm. Beyaz bir elbise giymiş, yolcu luğa hazırlanıyordu.Hasan Can, gayriihtiyâri olarak cevap verir:-Âhıret yolculuğu olsa gerektir.Sultan’ın bu cevâba canı sıkılır. -Sen bilmez misin? Rüyâlar tâbire bağlıdır. Eğer şeyh hazretlerine birşey olursa, sakın gözüme gözükme! Çok geçmez, Muhammed Bahşî hazretlerinin vefât haberi gelir. Hasan Can hâl ehli dir, telâşlanmaz. Sultan’a der ki; -Araştıralım. Eğer benim tâbirimden sonra vefât ettiyse cezâya râzıyım. Ama önce vefât etti ise, Sultanım bu fakire bir hediye verse gerek.Araştırmalar sonunda Hasan Can haklı çıkar. Sultan, kaftanını çıkarır, bir kese altın la birlikte hediye eder. Hasan Can kaftanı alır, parayı da fakirlere dağıtıp sevâbını Muham med Bahşî hazretlerinin rûhuna hediye eder.