ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Savaşı dönüşünde daha önceki isyân teşebbüsleri sebebiyle suçlu bulduğu Veziriâzam Dukakinoğlu Ahmed Paşayı Amasya’da îdâm ettirdi ise de boşalan göreve kimseyi getirmedi. 1515 ilkbaharında Sinan Paşayı Dulkadiroğlu Alâüddevle üzerine gönderdi. Hadım Sinan Paşa, Alâüddevle’yi mağlub ettikten sonra başını keserek Yavuz Sultan Selim’e gönderdi ve bu başarısından dolayı boş bulunan vezîriâzamlık makâmı kendisine verildi. Bu vazîfede üç ay kalan Sinan Paşanın yerine beşinci defâ olmak üzere Hersekzâde Ahmed Paşa getirildi. Ancak Hadım Sinan Paşanın azledilmesi herhangi bir hatâ sebebiyle olmadığından kendisine karşı Pâdişâh’ın teveccühü devâm ediyordu. Nitekim çok geçmeden Diyarbekir taraflarında İranlıların bâzı hareketlerinden dolayı Pâdişah, Hersekzâdeyi azlederek hapsettirdikten sonra yerine tekrar Sinân Paşayı getirdi (1516). Hadım Sinan Paşa, Mısır Seferine hazırlanan ordunun seraskeri olarak Diyarbekir’e gönderildi. Daha sonra Elbistan Ovasında Sultan Selim’in kuvvetlerine katıldı. Mercidabık Savaşının kazanılmasında büyük kahramanlıklar gösterdi (1516). Kansu Gavri’nin yerine Mısır-Memlûklü tahtına çıkan Tomanbay’ın mücâdeleye devâm etmesi üzerine Selim Han, onu dört bin kişilik kuvvetle Gazze üzerine gönderdi. Sinan Paşa, Gazze’yi kısa sürede fethetti. Daha sonra Ridâniye Savaşında Yavuz Sultan Selim, El-Mukattam Dağını dolaşarak Mısır ordularının gerisine sarkarken, Sinan Paşayı ise kendi yerine Osmanlı merkez kuvvetlerinin başında bıraktı. Şiddetli saldırılarla geçen savaşı kaybetmek üzere olduğunu anlayan Tomanbay bütün kuvvetleri ile Selim Hanı öldürmek için otağ-ı hümâyuna saldırdı. Yavuz Sultan Selim düşmanı geriden çeviren kuvvetlerin başındaydı. Memlûkler merkez kuvvetleri başındaki Sinan Paşayı pâdişâh zannederek bütün kuvvetleriyle bu hatta saldırdılar. Sinan Paşa göğüs göğüse yapılan bu çarpışmalar sonucu şehid düştü.Savaşın kazanılmasından sonra Yavuz Sultan Selim, cesur, gözüpek, cihângîr ve aynı zamanda muvaffakiyetli olan bu değerli vezîrinin vefâtından pek müteessir oldu ve “Yûsuf aleyhisselâmın tahtına nâil oldum, fakat Sinân gibi sâdık ve cesûr serdârımdan ayrıldım!” sözleriyle elemini dile getirdi.
Tüm İçerikler