ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 Sultan IV. Murad Han çocuk yaşta tahta geçtiği için yeniçeri ve sipahilerin zorbalık ları artmıştı. Hüsrev Paşa ve Topal Recep Paşa gibi vezirler de el altından bu zorbaları destekliyor ve onların gücü sayesinde mevkilerini elde tutuyorlardı. Nitekim Sultan Murad, Hafız Ahmed Paşayı Sadrazam yaptığı zaman askeri ayaklandıran Recep Paşa sadrazamlığı ele geçirdiği gibi, Hafız Ahmed Paşa, Hasan Halife ve Padişahın çok sevdiği muhasibi Musa Çelebiyi çeşitli hilelerle öldürttü. Sultan Murad Han, Musa Çelebinin katlini işitince acı bir ah çekip; “Yâ Rab! Bu mazluma kıyan zalimlerin haklarından gelmeye sen bana kuvvet ver” diyerek ağladı. Nihayet 20 yaşını dolduran Padişah, vücutça çok kuvvetli, demir pençeli, gözü pek, nüfuz-u nazar sahibi bir yiğit oldu. O zamana kadar geçen hadiseleri dikkatle takip ederek ders almıştı. Recep Paşanın yaptığı tahrikler ve hileler hakkında iyi bilgi edinmiş ve bunun melanetlerini Rum Mehmed Paşa ile yeniçeri Ağası Köse Mehmed doğrulamıştı. Nihayet bir gün (18 Mayıs 1632) Topal Recep Paşa saraya davet edildi. Her zaman olduğu gibi yanında 15 sipahi zorbası olduğu halde saraya gelerek, onları dış kapı önünde bırakıp Padişahın huzuruna çıktı. Tam eteğini öpeceği sırada Sultan Murad:“Gel beru topal zorbabaşı” diye seslendi. Bu sözden canı başına sıçrayan Recep Paşa:“Hâşâ Padişahım! Razı olduğun şeylerin dışında zerre kadar hareketim yoktur” diyerek yemin billah etmeye başladı ise de artık sabrı taşan Padişah:“Bre mel’un abdest al!” diye bağırdı. Çünkü Recep Paşa, ayak divanı günü Padişah dışarı çıkacağı zaman, “Padişahım abdest alıp öyle dışarı çıkın” sözleriyle Sultan Murad’ın öldürülme ihtimalinin bulunduğunu ima etmişti. Sultan Murad:“Şu hainin tiz başını kesin” diye haykırınca zülüflü baltacılar hemen kement atıp boğdular. Ölüsünü dışarı çıkarıp bâb-ı hümayun önünde bekleyen adamlarının önüne atınca heriflerin kalbine öyle bir korku geldi ki, nereye kaçtıkları bilinemedi.
Tüm İçerikler