20 Cemaziyelevvel (29 Mayıs) Salı sabahı ezan ve namazdan sonra, Türk ordusunun büyük ve tarihî hareketi başladı. Ordu, hem kara, hem de denizden bütün cephelerden harekete geçti. Toplar, hep birden şehir üzerine çevrilerek ateşlendi. İlk hamlede iki bin merdivenle 50 bin yiğit ileri atılmış, harbin en şiddetli anında, Akşemseddin ile Molla Güranî ateş hattına girerek, gazâ yolunda şehidlik mertebesine ulaşmayı taleb ile askere önderlik edip örnek olmuşlardı. Bizzat genç hükümdar dahi, askeri tehyic edici sözlerle, elinde kılıç ile Topkapı gediğine saldırmıştı. Bu sırada Ulubatlı Hasan adındaki muazzez nefer, tekbirlerle Topkapı suruna sancak dikti. Böylece İslâm dilâverlerinin ve Oğuz kavminin, asırlardan beri hayal ettigi mukaddes bir rüya gerçekleşiyordu. Ulubatlı, Hz. Peygamberin müjdesine mazhar olarak 30 kadar arkadaşıyla şehâdet mertebesine ulaştı. Bizans'ın, surlardaki bayrağının indirilip yerine Osmanlı bayrağının dikilmesinden sonra, ezanlar okunmaya başlandı. Sultan Mehmed Han, surlardaki bu manzarayı görünce, atından inerek, Hz. Peygamber'in medih ve senâsına nail olmanın verdigi bir sevinç, ayrıca devletini, İslâm'ın mukaddes şerefine mazhar kılan medhiye-i Resulullah'a kavuşmanın verdiği heyecanla şükür secdesine kapanarak Cenab-ı Hakk'a hamd eder. Sonra otağ-i hümâyununa çekilerek devlet erkânının tebriklerini kabul eder.Bu sırada, şehri koruyan gruplarla birlikte Bizans İmparatoru da öldürülmüştü. O, ayakkabısından tanınmıştı. Fâtih, vatanını müdafaa için ölen bu şerefli askerin cenazesine saygı göstererek onu merasimle defn ettirdi.Fâtihâne bir ihtişam ve büyük tezahüratlarla şehre girmiş olan pâdişah, Hiristiyanlığın şarktaki merkezini teslim almak üzere, Ayasofya'nin önünde atından inmiş ve mâbedin eşiğinde şükür secdesine kapanmıştı. Tursun Bey'in ifadesiyle haraba yüz tutmuş olan Ayasofya, fetih hakkı olarak câmiye çevrilecekti. Rivayete göre Fâtih Sultan Mehmed, Ayasofya'da iki rekat şükür namazı ile ikindi namazını kıldıktan sonra üç gün içinde bu mâbedin Cuma namazı için hazırlanmasini emreder. Cuma günü, Aksemseddin Hazretleri, Sultan Fâtih' in koluna girip minbere çıkartarak hutbe okumasını ister. Fâtih de Hak Teâlâ Hazretlerine hamd ve senâdan sonra hutbeyi okur. Aksemşeddin de Cuma namazını kıldırdı.