ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Yusuf alyhisselam, Yâ’kûb aleyhisselâmın oğludur. Hz. Yâ’kûb’un on iki oğlu vardı. Fakat hepsinden çok Hazret-i Yusuf’u severdi. Onda başka bir güzellik, başka bir zekâ ve kabiliyet belirtisi vardı. Daha on iki yaşında iken, bir gece rüyasında, on bir yıldız ile güneşin ve ayın kendisine secde ettiklerini görmüştü. Bu rüyasını babası Hazret-i Yâ’kûb’a söyledi. O da, kıskançlık doğurmasın diye: “Çocuğum, bu rüyayı kardeşlerine söyleme” diye tembih etti. 

“Köle” diyerek sattılar!

Hazret-i Yusuf’un kardeşleri, babalarının Yusuf hakkındaki sevgisini kıskanıyorlardı. Nihayet bir gün onu eğlence maksadı ile kıra götürüp kör bir kuyuya bıraktılar. Sonra gelip kuyudan çıkaran bir kafileye, “kölemizdir” diyerek sattılar. Eve döndükleri zaman da, babalarına, “Yusuf’u kurt yedi” diye yalan söylediler...

Kafile, henüz on yedi yaşında bulunan Hazret-i Yusuf’u alıp Mısır’a götürdü. Orada Mısır’ın Azizi’ne (Maliye Bakanı Kıtfır’a) sattı. Yusuf aleyhisselâm çok güzeldi. Yüzünden gözünden nurlar akardı. Kendisine önce hikmet ilmi, sonra da peygamberlik verilmiştir.

Aziz’in zevcesi Zeliha’nın kendisine olan meylini, son derece iffet ve temizliğinden dolayı kabul etmemişti. Bunun üzerine iftiraya uğrayarak yedi sene zindanda kaldı. Sonra suçsuzluğu anlaşılarak zindandan çıkarıldı. Mısır’a Maliye Bakanı oldu. İffet ve temizliğinin mükâfatına kavuştu. Daha sonra babasını, kardeşlerini ve bütün İsrailoğullarını Mısır’a getirtti...

Mermer tabut içinde...

Hazret-i Yusuf yüz on yaşında vefat etmiştir. Daha sonra Hazret-i Musa, Mısır’dan çıkarken Hazret-i Yusuf’u mermer tabut içinde bulunan mübarek naaşını da beraber çıkarıp götürmüştü. Kabri Hazret-i İbrahim’in medfun bulunduğu mağaradadır.

Vefatından hemen önce şöyle dua etti; “Rabbim, bana hükümranlık verdin, rüyaların tabirini öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratanı; dünyada ve ahirette koruyanım sensin. Benim canımı Müslüman olarak al ve iyilere kat!”
Tüm İçerikler