Nuh aleyhisselâmın oğlu Yâfes’in büyük oğlu Türk, doğuda yerleşmişti. Bunun ülkesine Türkistan denildi. Türklerin ilk atası olan Türk’ün oğullarından büyüğü Kara Han, doğan oğluna bir yaşında iken ad koyacağı sırada, bu çocuk; “Benim adım Oğuz olsun” deyince, herkes şaşırmıştı. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan Oğuz, putperest annesinin sütünü emmedi. Babası, Oğuz’u evlenme çağına gelince, o zamandaki hak dine inanan bir kız ile evlendirdi. Bundan, Gün-Han, Ay-Han, Yıldız-Han isimli oğulları oldu. Diğer bir hanımından da Gök-Han, Dağ-Han, Deniz-Han isimli oğulları dünyaya geldi...
Savaşmadan itâat ettiler...
Oğuz Han, Türklerin başına geçince, dünyânın dört yönüne ferman yazdı. Elçilere verip gönderdi. Bu fermanlarda şöyle deniyordu:
“Ben Türklerin kağanıyım. Sizlerden itâatinizi istiyorum. Kim benim buyruğuma baş eğerse, kendisini dost sayarım. Her kim de baş eğmezse, onu hemen yok ederim!..”
Fermanı alan Çin Kağanı, elçisini gönderip, itâatini bildirdi. Urum Kağan, itâat etmedi ancak Oğuz Han, onu kılıcıyla itaat altına aldı. Afgan ve Hind ülkelerini fetheden Oğuz Han, sonra, İran üzerine Horasan’a yürüdü. Dağıstan’daki Tarku ve Derbend bölgelerini fethederek oradan Şirvan, Aran, Mugan ve Gürcistan ülkeleri üzerine gelip buraları da feth eyledi...
Oğuz Türkleri, (Hicret’ten bin üç yüz sene önce) Oğuz Han’ın kumandasında, Anadolu ve Irak üzerine yürüdü. Buraların uluları, savaşmadan itâat ettiler...
“Ok, yaya tabidir!..”
Elli yılda bütün dünyâyı hakimiyeti altına alan Oğuz Han bir gün, oğullarını toplayıp, onlardan avlanmalarını istedi. Büyükler doğuya, küçükler batıya doğru ava çıktılar. Gün, Ay, Yıldız yolda bir Altın-Yay; Gök, Dağ, Deniz de yolları üzerinde üç Gümüş-Ok bularak dönüp babalarına getirdiler. Buna çok sevinen Oğuz Han, okların her birini küçük oğullarının birisine verdi: “Ok, yaya tabidir, onu atarken de öyle olunuz” dedi. Sonra dönüp, Altın-Yay’ı üçe bölerek, her parçasını büyük oğullarından birisine verdi: Bunlara, Boz-Oklar dedi. Sonra Oğuz Han oğullarını tekrar çağırdı ve:
“Ben artık ömrümü tamamladım. Hak dinden ayrılmayasınız ve adalet üzere bulunasınız. Şimdi memleketi aranızda pay ediyorum. Aranıza düşmanlık girmesin, birlik ve beraberlikten ayrılmayın” dedi ve ülkesini altı oğlu arasında bölüştürdü. Sonra da rûhunu teslim etti...