ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Tufeyl bin Amr hazretleri, meşhur bir şâirdi. Misâfirperver ve cömert bir insan olduğu için, herkes tarafından sevilirdi. Yemen taraflarında mamur ve verimli bir beldede oturan Devs kabilesine mensuptu... 
Peygamberimiz, Mekke’de İslâmiyeti açıkça yaymaya başladığı yıllarda, gece gündüz insanlara nasîhat ediyor, onlara İslâm dinini anlatıyordu. Mekkeli müşrikler ise, Resûlullahın bu gayretini boşa çıkarmak için hiç durmadan uğraşıyorlardı. Hattâ dışarıdan Mekke’ye gelenleri Peygamberimizle görüştürmemek için, ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyorlardı... 
Garip bir rüyâ!..
İşte böyle bir zamanda Tufeyl bin Amr, bir iş için Mekke-i mükerremeye gelmişti. Gizlice Peygamber Efendimizi görmeye gitti ve onun kalblere ferahlık veren sözlerine hayran kalarak hemen Kelime-i şehadeti söyleyerek Müslüman oldu. Hemen dönüp memleketine geldi. Devs halkını İslâma davetten hiç boş kalmadı. Hz. Ebû Hureyre de dâhil birçok kimse Müslüman oldu.
Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimiz Hayber’de bulunduğu sırada, Devs kabilesinden kendisine tâbi olup, Müslümanlığı kabul edenlerle birlikte Medine’ye geldiler. Sayıları 70 veya 80 civarındaydı...
Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” vefâtından sonra Arablardan dinden dönenler oldu. Tufeyl bin Amr “radıyallahü anh” bir grup Müslümânla Yemâme tarafına cihâda gitti. Yolda bir rüyâ gördü. Rüyâsını arkadaşlarına şöyle anlattı: 
-Başımı tıraş ettiler, ağzımdan bir kuş çıkıp uçtu. Bir kadın beni gördü, alıp karnının içine koydu. Oğlum beni çok aradı, bulamadı... 

Oğlu sıhhate kavuştu
Arkadaşları bu rüyâsına hayırdır inşâallah dediler. Kendisi; 
-Ben bu rüyâmı şöyle tabîr ettim, dedi: Başımı tıraş etmeleri, bu gazâda başımı vereceğimi, şehîd olacağımı gösterir. Ağzımdan çıkan kuş rûhumdur. Beni karnına koyan kadın yeryüzüdür. Oğlumun beni çok arayıp bulamaması ise, onun bu gazâda şehîd olmayı çok isteyip, şehîd olamamasını gösterir...
Tufeyl bin Amr “radıyallahü anh” bunları söyledikten sonra muharebe meydanına atıldı ve şehîd oldu. Oğlu ise çok yara aldı. Fekat sonra sıhhâte kavuştu. Hazret-i Ömer’in “radıyallahü anh” halîfeliği zemânında Yermük senesinde o da şehîd oldu...
Tüm İçerikler