ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Abdullah Mekkî Erzincânî, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Aslen Mekkeli olan Abdullah Efendi, Bağdâd’da bulunduğu sırada büyük âlim ve velî, Nakşibendiyye yolunun mürşid-i kâmili Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini tanıdı, sohbetleriyle şereflendi... TALEBESİNİ ERZİNCAN’A GÖNDERDİ
Tasavvuf yolunda ilerleyip yüksek mânevî derecelere kavuşan Abdullah Mekkî, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerinden oldu. Hocası ona hilâfet-i mutlaka yâni tam icâzet, diploma verdi ve Erzincan’a gönderdi... 
Abdullah-ı Mekkî, Erzincan’ı şereflendirince insanlar akın akın ziyâretine geldiler. Gelenler arasında, “Terzi Baba” diye bilinen Muhammed Vehbî de vardı. Abdullah Mekkî, Muhammed Vehbî içeri girince ayağa kalktı. Onu dâvet edip yanına oturttu ve “Oğlum! Pîr-i âzâm Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî bizi buralara gönderdi. Bize ehline verebileceğimiz bir emâneti verdi. O emânete seni lâyık gördüm. Kabûl edersen onu sana teslim edeyim” diye teklifte bulundu. 
Muhammed Vehbî, Abdullah Mekkî’ye gönül huzûru ve teslimiyet ifâde eden bir tavırla; “Siz bilirsiniz” cevâbını verdi. Abdullah-ı Mekkî; “Vereceğim emânet, sana çok faydalar sağlayacak” buyurunca, Muhammed Vehbî; “Şeyh efendi! Vallâhî dünyâ için Allah demem” cevâbını verdi. Bunun üzerine Abdullah Mekkî; “Oğlum haydi git! Sen bulacağını buldun. Teslim edeceğim emânet de zâten bu idi” buyurarak onun yüksek derecesini işâret etti. Terzi Baba’ya himmetle nazar ederek emâneti tevdî etti. Terzi Baba’nın hâli derhâl değişti. Mânevî feyzler deryâsına daldı ve tasavvuf yolunda ilerleyip evliyâlık derecesine kavuştu... 

TEKRAR MEKKE’YE DÖNDÜ...
Abdullah Mekkî, Terzi Baba’nın olgunluğa erdiğini görerek, ona hilâfet verdi. Yerine Terzi Baba’yı bıraktıktan sonra Erzincan’dan ayrılarak Mekke-i mükerremeye gitti. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri hac ibâdetini yerine getirmek için gidişinde onun misâfiri oldu. Abdullah-ı Mekkî’ye iltifât edip; “Bu defâ hacca seni ziyâret için geldim” buyurdu. 
Uzun seneler Mekke-i mükerremede kalıp insanların dünyâ ve âhiret saadetine kavuşması için çırpınan Abdullah-ı Mekkî, son günlerinde yerine talebesi Şeyh Süleymân bin Hasan Kırîmî’yi bıraktı, ona vasiyette bulunduktan sonra Mekke-i mükerremede vefât etti...
Tüm İçerikler