Bekr bin Abdullah el-Müzenî hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. 726 (H.108) senesinde vefât etti...
Bekr bin Abdullah el-Müzenî, bir cumâ günü vaaza gittiği câmide cemâat oldukça kalabalıktı. Vaazında bir ara; “Bana, câmide bulunanların en hayırlısı ve iyisi sorulsaydı, insanlara en çok nasîhat eden, emr-i bil-mâruf ve nehy-i anil münker yapan, iyiliği emredip, kötülükten nehyedeni, alıkoyanı arar bulur ve onu gösterirdim.” Yine, bana; “İnsanların en şerlisi, kötüsü kimdir?” diye sorulsaydı, insanları en çok aldatanı bulur, onu gösterirdim” dedi. Bekr bin Abdullah el-Müzenî hazretleri, hac farîzasını yerine getirmek için Mekke’ye gitti. Arafat’ta vakfeye durduğu sırada kendi kendine; “Bunlar arasında ben olmasaydım, Allahü teâlânın hepsini bağışlayacağını ümid ederdim” dedi...
Bu mübarek zat, yaşlı bir kimseyi görünce, bu benden daha hayırlı, daha iyidir. Çünkü o, yaşça benden büyüktür. Bu sebeple, daha fazla ibâdet yapmıştır. Bir genci gördüğü zaman, ben ondan daha fazla günâh işledim. O ise, yaşı küçük olması sebebiyle, daha az günâh işlemiştir, derdi.
ADAM, DAHA DA İLERİ GİTTİ!..
Birisi Bekr bin Abdullah el-Müzenî hazretlerine kötü sözler söyledi. O da hiç cevap vermeyip, sükût ile karşıladı. Adam bu sefer, daha da ileri gitti. Daha kötü sözler söyledi. Bunun üzerine, Bekr bin Abdullah hazretlerine, “Niçin ona cevap vermiyorsun, suskun duruyorsun. Baksana neler söylüyor” denilince; “Ben onun hakkında, kötü bir şey bilmiyorum ki, ona karşılık ve cevap vereyim. Hem, onun hakkında yalan yere, olmayan şeyleri söyleyip, atıp tutmam da bana helâl değildir” dedi.
Bekr bin Abdullah el-Müzenî hazretleri, gelen geçeni rahatsız etmemesi için, damının oluğunu bahçe tarafına yapar, yola akıtmazdı. İnsanların incinmesini istemez ve kimseyi rahatsız edecek bir iş yapmazdı.
Ölüm hastalığı sırasında Bekr bin Abdullah el-Müzenî başını kaldırıp; “Nefsini Allahü teâlâya tâat, Allahü teâlânın beğendiği şeyler için alıştıran, Allahü teâlâya isyân, emirlerini yapmaması için onu zorlayan kula Allahü teâlâ merhâmet etsin” buyurdu.