ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Pîr Muhammed Gencevî hazretleri, evliyânın büyüklerinden Şems-i Tebrîzî’nin torunlarındandır. On altıncı asırda yaşamıştır. Menkıbeleri, adına yazılan “Menâkıbnâme”de toplanmıştır... “MÜRŞİD-İ KÂMİL O Kİ!..”
Pîr Muhammed Gencevî hazretleri buyurdu ki: “Hind beldesinde bir talebem vardı. Beni hiç görmemişti. Ama onu tasavvufta yetiştirip kâmil ve mükemmil yetişmiş ve yetiştirebilen hâle getirdik. Kâmil ve yetişmiş olan mürşid o kimsedir ki, iki talebesinden biri doğuda biri de batıda olsa ve ikisi aynı anda vefât etmek üzere olsa, her ikisinin de başında bulunup îmânlarını şeytanın vesvesesinden muhâfaza eder.”
Eriş şehrinden Molla Bâbâ adında biri, Pîr Muhammed Gencevî hazretlerine talebe olmuş ve hizmetinde bulunmuştu. Bu kimse şöyle anlattı: 
“Şeyh hazretleriyle bir yere gidiyorduk. Yol üzerinde bir kuş ölüsü gördük. Hocam bana; ‘Şu kuşcağızı bana ver’ dedi. Ben de alıp verdim. Bir müddet elinde tuttu. Sonra kuşcağız canlandı ve uçup gitti. Bunun üzerine dedim ki: ‘Efendim, İsâ aleyhisselâm duâ edince, ölü dirilirmiş... Sizin nefesiniz ile de bu kuşun dirildiğini gözümüzle gördük’ dedim. Buyurdu ki: ‘Kuşcağız ölmemişti. Fakat tesbihini yâni Allahü teâlâyı zikrederken söylediği şeyi unutup onu düşünürken kendini kaybetmiş. Tesbihini hatırlattım. Aklı başına geldi ve toparlanıp, uçup gitti. Her varlığın kendi lisânına göre tesbihi vardır. Allahü teâlânın velî kulları ve mürşid-i kâmiller bunu bilirler...”

“GÖĞSÜNÜ DELİP GEÇTİ!..”
Pîr Muhammed Gencevî hazretlerinin hanımı Zeyneb Ananın iki erkek kardeşi vardı. Bunlardan biri Gencevî hazretlerini severdi ve ona talebe olmuştu. Diğerinin hiç muhabbeti yoktu. İki kardeş birlikte askere gitmişlerdi. Bir gün Gencevî hazretleri hanımı ile evinde otururken; “Eyvâh!” dedi. Hanımı “ne oldu?” diye sorunca; “Birâderine bir kâfir tüfek attı. Bizi seven kardeşine gelen kör kurşuna bir ağacı eğdim. Kurşunu meşe ağacı tuttu. Birâderin kurtuldu” dedi. Zeyneb Ana; “Öbür kardeşime gelen kurşun ne oldu?” diye sordu. “Göğsünü delip geçti!” deyince; “Aman böyle söyleme!” dedi. “Allahü teâlâ bilir ama, böyle oldu” Askerler dönünce, Gencevî hazretlerini seven kayınbirâderi sağ sâlim geldi. Sevmeyip muhâlefet eden ise vurularak ölmüştü...
Tüm İçerikler