ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) Eshâb-ı kiramın büyüklerindendir. Hicri 35 senesinde vefat etmiştir. Çok Hadis-i şerif nakleden sahabelerdendir. Kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki: “DOKTORU YANINDA OLAN HASTA”
“Mü’min, doktoru yanında olan hastaya benzer. Doktoru, ona yarayan ve yaramayanı bilir. Hasta, kendine zararlı bir şeyi isterse, mâni olur ve yersen ölürsün der. Mü’minin hâli budur. O birçok şeyleri arzular, ama Allahü teâlâ mâni olur, tâ ölünceye kadar. Sonra Cennete gider.”
“Şaşılır şu kimseye ki, dünyâya hırsla sarılır, ama ölüm onu aramaktadır. Unutmuş ama unutulmuş değildir. Güler, ama bilmez ki, Rabbi ondan râzı mıdır, yoksa değil midir?”
“Farzları tam yapmadığı halde, nafilelerle derecesini yükseltmeye çalışan kimsenin hâli, sermâyesi elinden çıktığı (iflas ettiği) hâlde kâr peşinde koşan bir tüccârın hâline benzer.”
“Mü’minin ölüm zamanında alnının terlemesi, gözleri yaşarıp, burun deliklerinin kabarması, Allahü teâlânın rahmetine nail olduğunun alâmetidir.”
Bir gün Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) Kufe’de demirciler pazarından geçerken bir gencin bayılarak yere düşmüş olduğunu ve halkın da onun çevresinde toplandığını gördü. Halk, Selmân-ı Fârisî’nin (radıyallahü anh) yanına gelerek; “Ya Selman! Bu genç bayılmıştır. Onun kulağına dua okusan iyi olur” dediler.
Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) yaklaştığında, genç onu görür görmez kendine geldi ve şöyle dedi:
“Ey Selman! Durumum bu halkın düşündüğü gibi değildir. Ben, demircilerin yanından geçerken, onların çekiçleriyle örslere vurduklarını gördüm. Bunu görmekle Allahü tealanın buyurmuş olduğu şu sözü hatırladım: ‘Onlar (cehennemlikler) için demirden kamçılar vardır...’ İşte bundan dolayı Allah’ın azabı korkusundan aklım başımdan gitti (bayıldım)”

“HER MÜMİNE MERHAMETLİYİM!”
O gencin sevgisi Selmân-ı Fârisî’nin (radıyallahü anh) kalbine yerleşti ve bundan dolayı Allah rızası için onu kendisine kardeş seçti. Selmân-ı Fârisî sürekli olarak o gençle beraberdi... Nihayet o genç hastalandı. Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) o gencin can çekiştiği an yanına gelerek başucunda durup, Melek’ül-Mevt’e (Hazreti Azrail’e) hitaben: “Ey Melek’ül-Mevt! Kardeşime şefkatli davran” dedi. Melek’ül-Mevt de; “Ya Selman! Ben her mümine karşı şefkatli ve merhametliyim” diye cevap verdi.”
Tüm İçerikler