Sa’id bin Zeyd (radıyallahü anh) aşere-i mübeşşereden, yani dünyâda iken Cennetle müjdelenen on sahâbîden biridir. 51 (m. 671) senesinde Medine’ye yakın bir yer olan Akîk’te yetmiş yaşlarında vefât etti. Babası, İslâmiyetten önce Peygamber efendimizle görüşürdü, Allahü teâlânın kendine verdiği ilham ile putlara tapan insanların haline şaşar, putperestliğin şirk olduğunu, onlara kesilen kurbanların etinin yenemeyeceğini düşünürdü. Bu sebepledir ki, Sa’id bin Zeyd’e Peygamber efendimiz Müslüman olmasını söyleyince, hanımı Fâtıma ile birlikte hemen iman ettiler... Duâsı kabul olanlardan idi
Sa’id bin Zeyd de Peygamber efendimizin müsaadesi ile Habeşistan’a hicret etti. Sonra Medine’ye geldi. Peygamber efendimizin bütün gazvelerine katıldı...
Saîd bin Zeyd hazretleri zamanını devamlı ibadetle geçirirdi. Dünya ve dünyâ nimetlerinden daha çok âhireti düşünürdü. Makam ve mevkiyi hiç düşünmez, ancak kendisine bir vazife verilirse, bunu en iyi şekilde yerine getirirdi. Duâsı kabul olanlardan idi. Bunun için kendisini kırmaktan herkes çekinirdi...
Erva adındaki bir kadın, Medine Valisi Mervan bin Hakem’e giderek Said bin Zeyd’in kendi arazisine tecavüzde bulunduğunu şikayet etti. Mervan, şikâyet konusu olayı soruşturmak için memurlarını Akîk Vadisindeki çiftliğinde bulunan Said bin Zeyd’e gönderdi...
“Kuyusunu ona mezar yap!”
Said radıyallahü anh çok üzüldü. Gelenlere;
-Ona haksızlık ettiğimi zannediyorsunuz değil mi? Resûlullah efendimizin şöyle dediğini duydum: “Haksız yere her kim bir karış toprağı gasbetse, kıyamet gününde yedi kat yerin dibinde dahi olsa o toprak boynuna dolanır.” Sonra şöyle ekledi:
“Allahım bu kadın yalan söylüyorsa gözleri kör olmadan canını alma ve kuyusunu ona mezar yap!”
Rivayet edildiğine göre bu iftiracı kadın, daha sonra kör oldu ve evine yürürken kuyuya düşerek öldü. Bu olaydan dolayı Medineliler birisine kızdıkları zaman ona, “Allah seni Erva gibi kör etsin” diyerek beddua ederlerdi.