Rebî bin Haysem hazretleri, Tâbiîn devrinde Kûfe’de yetişen büyük âlim ve velîlerdendir. 687 (H.68) senesinde Tûs şehrinde vefât etmiştir... Bu mübarek zat kimseye bedduâ etmezdi. O, her şeyi Rabbinden bilir, O’ndan gelene sabr eder, tevekkülünü bozmazdı...
NAMAZ KILARKEN ATINI ÇALDILAR!
Bir gün namaz kılarken, yirmi bin dirhem değerindeki atının çalındığını fark etti. Fakat ne namazı bozdu, ne de üzüldü. Yanında bulunanlar:
“Nasıl oldu bu iş, yazık oldu atına!” diye kendisini teselli ediyorlardı. O ise;
“Atın yularını çözerken çalan adamı fark ettim” dedi. Onların;
“O halde niçin mâni olmadınız?” demeleri üzerine;
“Atımdan daha sevimli olan bir şey ile, yâni namaz kılmakla meşguldüm. Onu kaçıramazdım” dedi. Adamlar hırsıza bedduâ etmeye başlayınca, Rebî hazretleri;
“Hayır, bedduâ etmeyin. Ben atımı ona hediye ettim. Sadakam olsun” dedi...
Rebî bin Haysem hazretleri, kimseyle münakaşa etmez, kimseye kötü söylemezdi. Bir gün kendisine biri kötü sözler söyleyince, ona şöyle buyurdu:
“Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor. Şâyet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennet’e girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur. Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ki; söylediklerinden de kötü bir insanım...”
Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
“Bir âlim, nasıl olur da ilmine riyâ, gösteriş karıştırabilir? Çünkü o, Allah’ın rızâsı olmaksızın elde edilen ilmin, başından bozuk olduğunu bilir. O halde bozuk, bâtıl olan bir şeyle insanlara nasıl gösterişte bulunabilir?”
Kendisine; “Evliyânın alâmetleri nedir?” diye sordular. O; “Velilerde üç alâmet vardır: Birincisi, bir söz söylemek îcâb etse, nasîhat veren olur. İkincisi, mâlâyânî, boş şeylerle uğraşmaz ve fitne çıkaran olmaz. Üçüncüsü, Kur’ân-ı kerîm okuduğunda dinleyenlerin kalpleri yumuşar” buyurdu.
“ÖLÜMDEN HAYIRLISI YOKTUR!”
Bir arkadaşına yazdığı mektupta buyurdu ki:
“Ey kardeşim! Kendine nasihat eden yine kendin ol!.. Bir noksanın olduğu zaman, kardeşlerinin seni uyarmalarını bekleme! Bu güzel haslet, artık kendisine vedâ edilen bir şey oldu. Vesselâm...”
“İnsanlar iki sınıftır: Bir kısmı mümindir. Ona eziyet etme! Bir kısmı da câhildir. Onu hiç karşına alma!”
Rebî bin Haysem hazretleri vefat etmeden önce buyurdu ki:
“İnsanın beklediklerinde, ölümden daha hayırlısı yoktur.”