ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Ebû Muhammed, Basra velîlerinin büyüklerindendir. 1184 (H.580) senesinde Basra’da vefât etti. Küçük yaştan îtibâren din ve fen ilimlerini öğrendi. Tasavvuf büyüklerinin sohbetinde ileri derecelere kavuştu. Zamanında Irak’ta bulunan evliyânın göz bebeği, âriflerin, Allahü teâlâya yakın olanların en üstünlerinden oldu. Mâlikî mezhebi âlimlerinden idi...
“BUNLAR HÜKÜMDARLARIN İŞİ!”
Ebû Muhammed-i Basrî, çok zengindi. Geniş arazileri vardı. Bunları işletir, geliri ile muhtaçların ihtiyacını karşılardı. Menâvî hazretleri kendisini sevenlerden birinin şöyle naklettiğini haber vermektedir:
Ebû Muhammed-i Basrî hazretlerini ziyâret için Basra’ya gelmiştim. Geçtiğim yerlerde hayvan sürüleri, arâziler, hurmalıklar gördüm. Bunların kime âit olduğunu sordum. Ebû Muhammed hazretlerine âit olduğunu söylediler. Hatırıma, “Bunlar hükümdarların işidir” diye geldi. “Acabâ Allah adamlarından birisi, kalbini böyle şeylerle niye meşgûl ediyor?!.” Bu düşüncelerle yoluma devâm ettim. Kur’ân-ı kerîmden En’âm sûresini okuyordum. Kalbimden öyle niyet ettim ki, o zâtın kapısına vardığım zaman hangi âyet-i kerîmeyi okuyor olursam, o âyet benim hâlimi bildirsin. Bu niyetlerle ve En’âm sûresini okuyarak, o zâtın dergâhının eşiğine ayağımı koyduğumda, En’âm sûresinin; (Onlar ki, Allahü teâlânın kendilerini hidâyetine eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü...) meâlindeki 90. âyetini okuyordum. Ben henüz içeri girmek için izin istemeden, hizmetçi acele ile çıkıp beni karşıladı ve Ebû Muhammed hazretlerinin yanına götürdü. Bu hâle çok hayret ettim. Ebû Muhammed hazretleri, ismim ile hitâb ederek: 
-Yâ Ömer! Benim malım diye yeryüzünde gördüğün şeylerin hepsi emânettir. Onlara âid en ufak bir muhabbet, bu kulun kalbinde yoktur. Allah adamları bunları, Allahü teâlânın dînine hizmet ve O’nun kullarına yardım için ellerinde bulundurur. Ama zerre kadar bunlara muhabbet etmez ve bunlarla kalbini meşgûl etmez... 
Bu hâli görünce, Ebû Muhammed hazretlerine olan muhabbetim daha da arttı.

“EN BÜYÜK SEVİNCİM...”
Ebû Muhammed el-Basrî, vefatına yakın Allahü teâlâya şöyle niyazda bulundu:
“Yâ Rabbî! Sana olan şevk beni sarsıyor. Senden ayrı olmak beni perişân ediyor. Azâbından çok korkuyor isem de, rahmetinden ümitsiz değilim. Bana gazab etmenden korkuyorum ve bu hâl beni mahvediyor. Senin muhabbetin ile şaşkın hâldeyim. Senin yakınlığın, beni derleyip toparlıyor ve sevindiriyor. Seninle beraber olmak, benim en büyük sürûr ve sevincimdir.”
Tüm İçerikler