ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Muhammed Sâdık hazretleri, Hindistan’ın en büyük velilerinden olup, İmâm-ı Rabbânî müceddîd-i elf-i sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî hazretlerinin birinci oğludur. 1591 (H.1000) senesinde Serhend’de doğdu. 1616 (H.1025) senesinde tâûn hastalığından Serhend’de vefât etti... 
FARZIN NAFİLEYE ÜSTÜNLÜĞÜ!..
Hazret-i İmâm’ın bu yüksek oğullarına yazdıkları çok mektup vardır. Bir mektubunda özetle buyuruyor ki:
“Elbette nâfilenin kıymeti, farzın kıymeti yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir damla bile değildir. Nâfilenin kıymeti, sünnetin yanında da böyledir. Sünnet de, farzın yanında okyanus yanındaki bir damla su gibidir. Bu ikisinin yaklaştırması arasındaki büyük farkı, buradan anlamalıdır. Çok kimse, bu inceliği bilmedikleri için, farzları bırakıp, nâfilelerin yayılmasına çalışıyorlar. Câhil sofîler, zikre, fikre sarılıp, farzları ve sünnetleri yapmakta gevşek davranıyorlar. Kırk gün çile çekmeyi ve riyâzetler yapmayı beğeniyor. Cumâ namazına ve cemâate gitmiyorlar. Hâlbuki, bir farz namazı cemâatle kılmanın, onların binlerle, kırk günlük çilelerinden daha faydalı olduğunu bilmiyorlar...
.....
Farzları müstehab olan zamanlarında kılanları pek azdır. Vaktinde bile kılmıyorlar. Farzları cemâatle kılmaya ehemmiyet vermiyorlar. Bir iki kişiden fazla cemâat toplandığı az görülüyor. Çok zaman da yalnız kılıyorlar. Din adamları böyle olursa, başkalarının nasıl yaptıklarını artık düşünmelidir. Bu kötü hâllerden dolayı Müslümanlık zayıflamağa başladı. Böyle işlerin zulmeti ile, günahlar, bid’atler çoğaldı...”

“SEFERE ÇIKMASINI İSTEMİYOR!”
Muhammed Sâdık’ın yaşının küçük olduğu zamanlar, yerlerin ve kabirlerin keşfinde, görüşleri çok doğru idi. Bir defâsında amcası ticaret için bir sefere çıkacaktı. Amcasıyla birlikte dedesi Abdülehad hazretlerinin kabrini ziyâret ettiler. Kabrin başında bir müddet murâkabede kaldılar, sonra başını kaldırıp; 
“Dedem, amcamın bu sefere çıkmasını istemiyor” dedi. Muhammed Sâdık, o zaman küçük olduğu için, amcası onun bu sözüne aldırmayıp sefere çıkmaktan vazgeçmedi; 
“Yeğenimin, hayal ve ilhamlarla söylediği söz ile seferden vazgeçemem” dedi. Bu onun son sözleri oldu. Çünkü sefere çıktı. Fakat gittiği yerde malı helâk oldu, kendisi vefât edip, bir daha geri dönemedi.
Tüm İçerikler