Cemâleddîn-i Aksarâyî, Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde Anadolu’da yetişen âlimlerden ve evliyâdandır. İsmi Muhammed’dir. Babası büyük âlim Fahreddîn-i Râzî hazretlerinin torunlarından Vâiz Muhammed bin Muhammed’dir. Nesebi bir koldan hazret-i Ebû Bekr’e, bir koldan da hazret-i Ömer’e ulaşmaktadır. “Cemâleddîn” lakabıyla ve “Aksarâyî” nisbesiyle meşhûr olmuştur. Aksaray’da doğmuştur. Doğum târihi bilinememektedir. 1389 (H.791) senesinde Aksaray’da vefât etti. Kabri, Aksaray’daki Ervâh Kabristanındadır... Büyük âlimler yetiştirdi...
Cemâleddîn-i Aksarâyî’nin tedris halkasından çok büyük âlimler yetişti. Bunların en meşhuru Osmanlı Devletinin ilk Şeyhülislâmı Molla Fenârî hazretleriydi. Seyyid Şerîf Cürcânî hazretleri de onu ziyâret edip ilim ve feyzinden istifâde etmek için Anadolu’ya geldi. Fakat o Aksaray’a gelmeden Cemâleddîn-i Aksarâyî vefât etti. Bunun üzerine Seyyid Şerîf Cürcânî, Molla Fenârî hazretleriyle berâber Mısır’a gidip Ekmelüddîn Bâbertî’den ilim öğrendiler...
Âlim, fazîlet sâhibi, haram ve şüphelilerden şiddetle kaçınan, Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için çalışan Cemâleddîn-i Aksarâyî hazretleri ömrünün son gününe hattâ son saatine kadar ilim öğretti. Nice âlim ve pek çok devlet adamı yetiştirdi. Ömrünün son günlerinde talebelerine vereceği dersleri tamamlamıştı. Ancak bir grubun dersini tamamlayamamış, üç günlük dersleri kalmıştı. Hastalığı sırasında talebelerine; “Evlatlarım kalan dersimizi kabrimin başına gelin orada tamamlayalım” dedi ve her fâni gibi o da 1389 (H.791) senesinde ebedî âleme göç etti.
“Hocam, biz geldik!..”
Talebeleri ve sevenleri gerekli techiz ve tekfin vazîfelerini yerine getirdikten sonra, Ervâh Kabristanındaki zâviyesinin önüne defnedildi...
Cemâleddîn-i Aksarâyî’nin defnedilmesinden sonra dersleri yarım kalan talebeleri birlikte toplanıp kabrinin başına gittiler. Saygı ve hürmetle ziyâret edip rûhuna Kur’ân-ı kerîmden sûreler okudular ve “Hocam, biz geldik” dediler. O mübarek zatın rûhâniyeti kabrin başında tecessüm edip; “Geldiniz mi evlatlarım. Haydi dersimizi okuyalım” buyurdu. Yarım kalan derslerini tamamladılar...