Küçük yaştan îtibâren doğum yeri olan Dînever’de ilim tahsîl eden Mimşâd ed-Dîneverî; Cüneyd-i Bağdâdî, Rüveym bin Ahmed ve Süfyân-ı Sevrî gibi büyük velîlerle aynı yıllarda yaşadı... Pekçok âlim ve velînin sohbet ve ilim meclislerinde bulunarak zâhirî ve mânevî ilimlerde ilerledi. Yahyâ el-Celâ, Sırrî-yi Sekatî ve Mâr-f-i Kerhî hazretleriyle görüşüp, sohbetlerinde bulundu. Hübeyretü’l-Basrî hazretlerine talebe oldu.
“Abdest alıp gel!”
Hübeyret-ül-Basrî hazretlerinin derslerine devâm ederken bir gün kendisine;
-Git abdest alıp gel, buyuruldu. Söyleneni yaptıktan sonra hocasının yanına geldi. Hocası elinden tutup;
-Yâ Rabbî! Mimşâd ed-Dîneverî’yi dervişlik makâmına eriştir, diye duâ etti. Bu duânın tesiri ile Mimşâd ed-Dîneverî hazretleri kırk defâ bayılıp ayıldı. Sonunda kendisine gelip ayağa kalktı. Hocasının ellerini öptü. Hübeyre hazretleri;
-Arzu ettiklerine kavuştun mu? diye sordu. Cevâbında;
-Otuz senedir bunun için uğraşırım. Elhamdülillah himmetinizle arzuma bugün kavuştum, dedi. Kendisine icâzet verilip, talebe yetiştirmekle vazîfelendirildi...
Uzun müddet Hübeyret-ül-Basrî hazretlerinin hizmet ve sohbetlerinde bulunan Mimşâd ed-Dîneverî büyük velîlerden oldu. Gittiği yerlerde İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmaya başladı. İnsanlara nasîhat ettiği gibi bâzan da kendinden üstün velîlerin sohbetlerinde bulunup nasîhat aldı...
Kim kimden çekiyor!..
Mimşâd ed-Dîneverî vefâtı yaklaştığında ona;
-Hastalıktan ne çekiyorsun? dediklerinde;
-Benden ne çektiğini, gidin de hastalığa sorun, dedi.
-Gönlünü nasıl buluyorsun? diye sorduklarında;
-Gönlümü kaybedeli otuz sene oldu, onu tekrar ele geçirmek istedim ama bulamadım. Bu süre içinde gönlümü bulamayınca, bütün sıddîkların gönüllerini kaybettikleri şu hâl içinde, ben onu nasıl bulacağım? dedi ve ruhunu teslim etti...
Ölümü esnâsında Şeyh’in biri yanına gitti ve;
-Allah sana iyi muâmelede bulunsun, diye duâ etti. Bunun üzerine Mimşad gülümseyerek;
-Otuz yıl önce Cennet bütün varlığı ile bana arz edildi, dedi ve Kelime-i şehâdet getirerek ruhunu teslim etti...