Ali bin Meymûn hazretleri, evliyânın meşhurlarındandır. 1450 (H.854) senesinde Afrika’nın Fimâre bölgesinde doğdu.
İlim tahsîli için, gençliğinde Endülüs’e ve Fas’a gitti. Hac dönüşü Şam’da yerleşti. Sultan İkinci Bâyezîd Han devrinde Anadolu’ya geldi. Altı sene Bursa’da kaldıktan sonra Suriye’ye geri döndü. 1511 (H.917) senesinde Şam’da vefât etti. KURTULUŞA ERİŞTİREN NAZAR!..
Ali bin Meymûn hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki:
“Kendisine kurtuluşa ermiş bir kimsenin nazarı, bakışı erişip, yâni bir büyük zâtı tanıyıp da kurtuluşa eremeyen kimseye şaşarım!”
“Talebenin, maksadına kavuşması için çok çalışması, nefsini terbiye etmek için çok uğraşması lâzımdır. Fakat bir yol vardır ki, nefsi itmînâna kavuşturup, rûhu kısa zamanda yüksek derecelere ulaştırır. O da; Allahü teâlânın sevgili kullarından birinin gönlünü kazanmaktır. Zîrâ, onların kalbi, Allahü teâlânın nazar ettiği yerdir.”
“Allahü teâlâ, mümin bir kulunun gönlüne bir gecede üç yüz altmış defâ nazar eder” sözünün mânâsı şudur ki: “Kalbin, vücûda açılan üç yüz altmış penceresi vardır. Gönül, Allahü teâlânın zikriyle kaynayıp coşunca, Allahü teâlâ o kalbe nazar eder. Bu nazar ile kalbe doğan feyzler ve nûrlar, bu üç yüz altmış koldan bütün vücûda yayılır. Böyle nûrların ve feyzlerin yayıldığı bir uzuv, kendi haline göre zevkle ibadet eder, yapılan tâat ve ibâdetlerden lezzet alınır.”
“Duânızı öyle bir delil araya koyarak edin ki, o günah işlememişlerden olsun. O delil, Allah dostudur. Onlara tevâzu ve sevgi gösterin ki, sizin için duâ etsinler.”
“İki hâlde kendinizi sakının: Söz söylerken ve yemek yerken.”
“CANAVAR TERBİYECİSİ GİBİ OL!”
“Halkı Hakka dâvet eden kimse, canavar terbiyecisi gibi olmalıdır. Canavar terbiyecisi, nasıl uğraştığı hayvanın huyunu ve istidâdını bilip de ona göre davranırsa, o da öyle!..”
“Bir cenâze olduğunda, bizi öyle hüzün kaplar ki, kime tâziyede bulunacağımızı tanıyamaz hâle gelirdik.”
“Ramazan ayında yapılan ibâdetler, gelecek ramazana kadar, hac zamânında yapılan ibâdetler, gelecek hac zamânına kadar, cemâatle kılınan cumâ namazı gelecek cumâya kadar, cemâatle kılınan vakit namazı da ondan sonraki vakit namazına kadar işlenen günahlara kefârettir. Ama büyük günah işlememek şartıyla...”
Ali bin Meymûn hazretleri vefat etmesinden bir müddet önce buyurdu ki:
“Hâlinin onda dokuzu susmak, biri de konuşmak olsun.”