Bir savaşta Macarlara esir düşen Rüstem Bey, dindar, yakışıklı ve zeki bir gençti. Macar kumandanı ondan hoşlandı ve hizmetine aldı. Rüstem Bey, beş vakit namazını bırakmazdı. Her işin üstesinden kolayca geldiği için kimse ibadetine karışmıyordu... Macar subayının genç ve güzel kızı, Rüstem Beye âşık olmuştu. Fakat bu hislerini kimseye söyleyemiyordu. Rüstem Beyi uzaktan takip ediyor, bilhassa namaz kılarken gizlice onu seyreder ve gözyaşları içinde; “Allahım, bana da bu Osmanlı gibi ibadet etmeyi nasip eyle!” diye yalvarıyordu... “Esirimizi görmek istiyorum!”
Kara sevdaya tutulan bu genç kız, yataklara düştü. Hiçbir hekim derdine çare bulamadı. Artık son anlarını yaşıyordu. Zavallı, bir ara gözlerini açarak;
-Esirimiz olan o Osmanlıyı da görmek istiyorum, dedi. Hemen Rüstem Beyi çağırdılar. Kız, onun kulağına şunları söyledi:
-Ben ölüyorum... Bizde bir kadın ölünce mücevherleriyle birlikte gömerler. Yarın mezarımı aç ve yanıma koyacakları mücevherleri al. Onları satarak parasını babama ver ve böylece hürriyetine kavuş” dedi. Biraz sonra da bir şeyler mırıldanarak ruhunu teslim etti.
Ertesi gün mezarlığa giden Rüstem Bey, kızın mezarını açtı ancak gördüğü manzara karşısında âdeta şok oldu! Mezarda yatan babasıydı!..
Rüstem Bey biraz sonra kendini toparladı ve mücevherleri alarak mezarı kapattı. Ertesi gün çarşıya giderek mücevherleri sattı ve Macar subayına diyetini vererek hürriyetine kavuştu.
Rüstem Bey memleketine döndü ve annesine hemen babasını sordu. Annesi;
-Oğlum baban geçen ay vefat etti, dedi.
“Babamın kusuru neydi anne?”
Annesinden bu cevabı alır almaz hemen mezarlığa giderek kabri bulup açtı. Bir de ne görsün! Mezarda Macar subayının kızı yatmıyor mu? Bembeyaz kefen içinde, sanki gülümsüyordu.
Rüstem Bey hemen mezarı kapatarak eve döndü ve annesine;
-Anne, babamın bildiğin çok bariz bir kusuru var mıydı? diye sordu. Annesi biraz düşündü ve;
-Oğlum, babanın benim bildiğim kusuru guslü icabettiren bir durum olunca, “Gecenin bu vaktinde nasıl gusledilir, nereden çıktı bu” diye söylenirdi, dedi...
Evet, Rüstem Beyin babası bir farzı lüzumsuz gördüğünden imanını kurtaramamıştı. Macar kızı ise Rüstem Beyin şahsında İslamiyeti sevmiş ve Allahü tealanın bir farzına hayran kaldığından imanlı ölmüştü...