İzzeddîn Türkmânî hazretleri, Mısır’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1424 (H.828) senesinde Meraga’da vefât etti. Dergâhındaki bahçeye defnedildi.
Bu mübarek zat hâfız olup, Kur’ân-ı kerîmi çok güzel okurdu. Bir gün birisi içinden; “İzzeddîn Türkmânî hazretleri acabâ beni de okutur mu?” diye geçirdi ve talebelerin arasına karıştı. Sonra birisi gelip kendisini İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin çağırdığını haber verdi. O da varıp onun huzûruna çıktı. Ona; “Kur’ân-ı kerîmi öğrenmek ve okumak lâzımdır. Hatırına getirir lâkin öğrenmezsin?” buyurdu. Sonra okutmaya başladı...
Timûr Han’ın çadırında...
Zamânında Timûr Han oraları ele geçirmişti. Bir gün İzzeddîn Türkmânî hazretlerini çadırına dâvet etti ve otururken hizmetçisine şöyle tembih etti:
-Şimdi siz gasp edilmiş bir kuzu veya tavuk yakalayıp pişirin ve bu zâtın önüne getirin. İkrâm edelim. Tabii ki parasını sonra ödeyeceğiz. Bakalım bu zat onu yiyecek mi?
Hizmetçi hemen ilk gördüğü kuzuyu tutup getirdi ve İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin önüne koydu. O mübarek de kızarmış kuzudan besmele okuyup yemeye başladı. Timûr Han;
-Efendi hazretleri. Helâl ise yiyorum demeyi unuttunuz, dedi. O zaman Türkmânî hazretleri;
-Bu bize helâldir, buyurdu.
Timûr Han yanındakilere tam “Gördünüz mü, gasbedilmiş kuzu etini yedi” diyecekken o mübarek hemen “Birazdan her şey anlaşılır” buyurdu.
Tam o anda bir kadın feryâd ederek yanlarına geldi ve şöyle dedi:
-Sultânım bahçemde birkaç kuzu beslerdim. Onlardan birini İzzeddîn hazretlerine vermeyi adamıştım. Adamlarınız onu elimden zorla aldılar!
“Adağın sâhibini buldu”
Timûr Han bu sözleri duyunca, hayretler içinde kaldı. O zaman Türkmânî hazretleri başını kaldırıp;
-Ey hâtun! Allahü teâlâ sana çok mükâfât versin. Adağın sâhibini buldu. İşte yediğimiz kuzu odur, buyurdu.
Kadıncağız sevinçle geri döndü. O zaman Timûr Han, İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin büyüklüğünü anlayıp hürmet ve ikrâmlarda bulundu...
İzzeddîn Türkmânî hazretleri vefâtı yaklaşınca vasiyet edip;
-Ben filan gün vefât ederim. Musallaya koyun. Bir zât gelip namazımı kıldırır, buyurdu.
Dediği gibi oldu. Tanımadık biri gelip cenâze namazını kıldırdı ve defnettiler...