İbrâhim-i Havvâs hazretleri, yüksek makam ve kerâmetler sâhibiydi. Aslen Bağdâtlıdır. 903 (H.291) yılında Rey Câmii’nde vefât etti. Gasil ve tekfînini Yûsuf bin el-Hüseyin yaptı. “Havvâs”, hurma yaprağından zembil yapan kimse, demektir. Herkes tarafından medhedilmiş, kendisine “tevekkül edenlerin reisi” denilmiştir. Konuşmaları hep hikmet doluydu. Seferleri meşhurdur. Defâlarca Mekke’ye gitti... Allahü teâlânın azîz ettikleri...
İbrâhim-i Havvâs hazretlerinin hikmetli sözleri pek çoktur. İşte onlardan bazıları:
“Kalbin ilâcı beştir: Kur’ân-ı kerîm okumak ve Kur’ân-ı kerîme bakmak, mîdeyi boş tutmak, gece kalkıp ibâdet etmek, seher vaktinde ağlayıp sızlamak ve iyilerle berâber bulunmaktır.”
“Bir Müslüman, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına ne kadar dikkat edip tatbik ediyorsa, Allahü teâlâ da onu o derece azîz eder. Diğer Müslümanların kalbine de onun sevgisini verir.”
“Sâdık kimseyi ya üzerine farz olan bir ibâdeti yaparken veya nâfile bir ibâdetle meşgûl olurken görürsün. Bunun dışında başka bir halde görmezsin.”
“İlmin tamamı iki şeyden ibârettir: 1) Allahü teâlânın, ezelde, senin için takdir ettiği rızık için endişe etme. 2) Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet eyle.”
“Başkasına el açacak duruma düşmek, Müslümana yakışmaz.”
“Bir kimse, baş olma sevdâsına kapılırsa, artık ibâdetten, ihlâstan sıyrıldı demektir.”
Bu mübarek zat, hastalanmıştı. İshale yakalanmıştı. Üstü çok fazla kirleniyordu. Temiz olarak ölmek istiyordu. Bunun için her abdesti bozulduğunda gusül abdesti alıyor, iki rekat namaz kılıyor tekrar abdesti bozuluyordu. O gün altmış defâ gusül abdesti aldı. En sonunda gusül yaparken vefât etti.
“Huzûrumuza temiz olarak geldin”
Vefâtından sonra onu rüyâda görenler; “Allahü teâlâ sana nasıl muâmele eyledi?” dediler. O da; “Yaptığım ibâdetler ve gösterdiğim tevekkül, bana verilen nîmetlere karşı yetmedi. Ancak dünyâdan göçeceğim sıralarda gusül abdesti alarak temizlenmem, Allahü teâlânın katında makbûle geçmiş. Bu temizlik sebebiyle Cennette en yüksek makamlara çıkardılar ve şöyle bir nida geldi: “Ey İbrâhim! Sana yapılan bu ikrâm, huzûrumuza temiz olarak geldiğindendir. Burada temizler için, fevkalâde büyük mertebeler, makamlar vardır...”