ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Safiyye binti Hüvey, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin hanımlarındandır. Hayber’in fethinde Müslüman olarak Peygamber efendimizin hanımı olmakla şereflendi. Medine’de h. 50 (m. 671) senesinde altmış yaşında vefât etti... HAYBER’DE ESİR EDİLDİ...
Safiyye, Hayber’de, neslinin üstünlüğü, güzelliği ve iyi ahlâkı ile herkesçe beğenilirdi. Hayber’de ilk önce meşhûr bir şâir ve kumandan olan Yahudi Sellâm bin Mişkem ile nişanlandı. Bundan ayrılarak, Hayber’in en meşhûr kalesi Şemmus Kalesi’nin kumandanı çok zengin Kinâne bin Hakîk ile evlendi. Kinâne ile evliyken rüyasında; Ay’ın onun odasına düştüğünü görmüştü. Bu rüyasını kocasına anlatınca; Kinâne; “Sen ancak Hicaz’ın Meliki Muhammed’i istiyorsun” deyip, yüzüne bir tokat attı. Gözü morardı. Müslümanlar Hayber’i h. 7 (m. 629) senesinde fethetti. Safiyye’nin babası ve kocası öldürülüp, kendisi de esir edildi. Esirler bölüşülünce Safiyye de Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) hissesine düştü. Peygamber efendimiz Safiyye’yi azâd etti. İmân edince, Resûlullah’ın nikâhıyla şereflendi. Ümmülmü’minîn yani (Müslümanların annesi) oldu...
Hazreti Safiyye, İslâmiyetle şereflenince çok samimi bir mümine oldu. Vaktini ibâdet ve zikir ile geçirirdi. Ziynet eşyası fazla olduğundan bunu Peygamber efendimizin hanımları arasında paylaştırdı. Çok hayırsever olup, daima fedakârlıklarda bulunurdu. Peygamber efendimize karşı çok büyük muhabbeti vardı. Peygamber efendimizin hastalığında bütün hanımları görmeye gelirlerdi. Hazreti Safiyye de geldiğinde; “Yâ Nebîyyallah! Keşke sizin bütün ağrılarınızı, acılarınızı ben çekseydim” derdi.

“VASİYETİ YERİNE GETİRİNİZ!”
Safiyye validemiz (radıyallahü anha) çok büyük üstün faziletlerinin yanında ilim hazinesiydi. Yanına çok kimseler gelip, kendisine mesele danışırlardı. Hac mevsiminde taşralı kadınlar gelip, kendisine ilmî meseleler sorup, öğrenirlerdi...
Çok cömertti. Eline geçenleri dağıtırdı. Vefâtında bir evi kalmıştı. Vefat edeceği zaman yanındakilere, “Emlâkının üçte birini yeğenine, kalanı da fakirlere sadaka olarak tasadduku” vasiyet etti. Vârisleri başka dinden olduğundan vefâtından sonra vasiyetinde mesele çıktı. Yeğeni Mûseviydi. Bu husus Hazreti Âişe’ye suâl edildi. O da; “Ey Halk! Allah’tan korkunuz. Safiyye’nin vasiyetini yerine getiriniz” buyurunca, mesele halloldu...
Tüm İçerikler