Tâbiîn devrinde yetişen büyük âlim ve velîlerden Vehb bin Münebbih hazretleri, şöyle ibretli bir hadise anlatır: - Kibirli hükümdarlardan biri, seyahate çıkacaktı. Giymek için bir kat elbise istedi. Birkaç elbise değiştirdikten sonra biri hoşuna gitti. Sonra bir binek istedi. Kendisine getirilen binek hoşuna gitmedi. Birkaç at getirildi ve en güzelini seçip bindi... “ATIMIN DİZGİNİNİ BIRAK!..”
Yolda giderken, pejmürde kıyafetler içinde bir zat selam verdi. Selamı almadı. O zat bineğinin dizgininden tuttu. Sultan; “Dizgini bırak!” diye haykırdı. O da “senden bir dileğim var!” dedi. Sultan “Atımın dizginini bırak da ineyim. İhtiyacını o zaman arz et!” dedi. Adam, “Hayır, şimdi!” diye ısrar etti ve böylece atının dizginini bırakmadı. Naçar kalan hükümdar “ihtiyacını söyle!” dedi. Adam da “Benim ihtiyacım sırdır” dedi. Bunun üzerine sultan kulağına fısıldaması için başını eğdi. Atın dizginini tutan zat sultanın kulağına “ben ölüm meleği Azrail’im!” dedi. Bunun üzerine sultanın beti benzi attı. Dili peltekleşti! Sonra dedi ki:
- Aileme dönüp ihtiyacımı yerine getirinceye ve onlarla helalleşinceye kadar bana mühlet ver!
- Hayır! Allah’a yemin ederim ki, sen ne aile efradını ve ne de geride bıraktıklarını artık bir daha göremeyeceksin!
Böylece onun ruhunu kabzetti...
***
Melek-ül-mevt, oradan ayrılıp salih bir kulun yanına gitti. Hasta olup, ölüme hazırlanan mümine selam verdi ve dedi ki:
-Senin katında bir ihtiyacım vardır. Kulağına onu fısıldayayım!
“Buyurun!” deyince kulağına “ben ölüm meleğiyim!” diye fısıldadı. Bunun üzerine o salih kul dedi ki:
- Gelmesi geciken bir kimseye merhaba! Yemin ederim ki, şu an yeryüzünde senden daha fazla kavuşmak istediğim bir kimse yoktur!
“BUNA YETKİN VAR MI?”
Bunun üzerine Azrail aleyhisselam “yapmak istediğin ihtiyacını gör!” deyince o mümin kul “Allah ile mülaki olmaktan daha sevimli ve ondan daha büyük bir ihtiyacım yoktur” dedi. Hazreti Azrail o zaman dedi ki:
- O halde hangi hâl üzerine ruhunu kabzetmemi istiyorsan o hâli seç!
- Senin buna yetkin var mı?
- Bana bu emir verilmiştir.
- O halde abdest alıp namaz kılayım, secdede olduğum halde ruhumu kabzet!..
Daha sonra abdest aldı ve namaza durdu. Bu sırada ruhu kabzedildi...
İşte biri dünya sultanı bir âhiret sultanı... Mühim olan netice değil mi?..