Ebu Abdullah el-Takî hazretleri, çok heybetli olduğu halde yumuşak huylu bir zat idi. Çok kerameti görülmüştü. Şeyhülislam Abdullah-ı Ensârî’nin hocasıdır. Ayrıca birçok evliya yetiştirmiştir. Kendi zamanındaki bütün âlimlerle görüşürdü.
Zâlime yardım eden...
Bu mübarek zat buyurdu ki:
“Zulüm yapan, zâlime yardım eden ve bu zulme râzı olan, bu zulme ortaktır. Zâlimin adâletle geçen günü, kendisine, mazlumun zulüm gördüğü günden daha ağır gelir.”
“Câhiller çoğaldığı için, âlimler garib oldu.”
“İhtiyaç sâhiplerine iyilik ve yardım yapanlar bu iyiliğe ihtiyaç sâhiplerinden daha çok muhtaçtırlar. Çünkü iyilikleri sebebiyle sevâba ve övgüye kavuşurlar. Her kim iyilik yaparsa başta kendine iyilik yapmış olur.”
“Kim Allahü teâlâya güvenir ve sığınırsa, insanlar kendisine muhtaç olur. Allahü teâlâdan korkup, haramlardan sakınan kimseyi Allahü teâlâ insanlara sevdirir.”
“Dilde güzellik, tatlılık ve akılda olgunluk olmalıdır.”
“İffetli olmak fakirliğin, şükür belânın, fesâhat sözün, hıfz rivâyetin, tevâzu ilmin, edep ve mâlâyânîyi terk etmek verânın, güler yüzlülük de kanâatin zîneti, süsüdür.”
İnsanın şerefi ve mertliği...
“İnsanın şerefi ve mertliği kimseyi hoşlanmadığı bir şeyle karşılamaması; ahlâkının güzelliği başkasına eziyet veren şeyi terk etmesi; cömertliği, üzerinde hakkı olan kimselere iyilik etmesi, insaflı olması; hak ortaya çıktığı zaman hakkı kabul etmesidir.”
“Üç şey vardır ki, kimde bulunursa Allahü teâlâ ondan râzı olur. Çok istigfâr etmek, yumuşaklık ve sadâkat çokluğu.”
“Üç şey kimde bulunursa, pişman olmaz. Bunlar acele etmemek, meşveret ve tevekküldür.”
“İnşaallah” dedi ve...
Ebu Abdullah el-Takî hazretleri, 1025 (H.416) senesi Safer ayında vefat etti. Vefatından önce üç defa “İnşaallah” dedikten sonra; İsra suresinin 52. ayetini okudu ki meâli şerîfi şöyledir: “Allahü teâlâ sizi çağırdığı gün, O’na hamd ederek, O’nun emrine icabet edersiniz. Ve kabirde çok az bir zaman kaldığınızı zannedeceksiniz...”