ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Şemseddîn en-nakîb, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 662 (m. 1263) senesinde Dımeşk’da (Şam) doğdu. Şâmiyye Medresesi’nde müderris iken, 745 (m. 1344) senesi Zilka’de ayının onikinci Cuma gecesi vefât etti.
Humus’ta, sonra Trablus’ta, sonra da Haleb’de hâkimlik vazîfesinde bulunan bu mübarek zat, daha sonra da Şâmiyyet-ül-Berâniyye’de müderrislik yaptı. Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlar: “HESAPLARIMIZI KİM GÖRECEK?”
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti. Bir gün Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûruna çölde ikâmet eden bir kimse geldi. “Ey Allahın Resûlü, kıyâmet günü mahlûkâtı kim hesaba çekecek?” diye suâl etti. Resûlullah efendimiz “Allahü teâlâ” diye buyurunca, “Kâbe’nin Rabbi aşkına biz kurtulduk!” diye sevindi. Peygamber efendimiz “Ey Arabî bu nasıl olur?” diye sordu. O kimse de; “Çünkü, her şeye gücü yeten Allahü teâlâ, kerîm olduğu için affeder” dedi.
Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh) anlattı: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana; “Sana beş bin koyun mu vereyim? Yoksa dinine ve dünyâna yarayacak beş şey mi öğreteyim?” buyurdu. “Ey Allahın Resûlü! Her ne kadar beş bin koyun büyük bir servetse de, bana o beş cümleyi öğretin” dedim. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Allahım, günahlarımı bağışla. Ahlâkımı güzelleştir. Kazancımı helâlinden ve hayırlısından ver. Verdiğin rızıklara karşı beni kanaatkâr kıl ve beni dalâlete düşürme” buyurdu.

“BEN CUMA GÜNÜ ÖLÜRÜM!”
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) anlattı: “Bir gün Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem); “Ey Allahın Resûlü, senin yanında iken, ihlâsımız artıyor, dünyâdan el etek çekerek âhirete yöneliyoruz” dedim. Bana; “Eğer benim yanımdan ayrıldıktan sonra da, yanımdayken olduğunuz gibi olsanız, o zaman melekler sizi ziyâret eder ve yolda sizinle müsâfeha ederler. Siz günah işlemezseniz, Allah, yaptıkları günahlar gökteki bulutlara kadar yükselen ve kendisinden af dileyen bir kavim yaratır. Onların işledikleri günahları affeder” buyurdu.
Şemseddîn Nakîb hazretleri “Ben Cumâ günü ölürüm” derdi. Gerçekten Şâmiyye Medresesi’nde müderris iken, Cuma gecesi “Ben sabaha çıkmam, ölürüm” dedi ve vefât etti. Kâsiyûn’a defnedildi...
Tüm İçerikler