Ali bin Fudayl, hadîs âlimidir. Büyük velilerden Fudayl bin İyad’ın oğludur. Vera ve takvası çok fazlaydı... Bir gün ağlıyordu. Babası Fudayl bin İyad;
-Yavrucuğum, niçin ağlıyorsun? diye sordu. Şöyle cevap verdi:
-Ey babacığım! Eğer kıyâmet günü bir araya gelemezsek, hâlimiz nice olur? Onun için ağlıyorum!..
Bunun üzerine Fudayl hazretleri oğluna buyurdu ki:
-Yavrucuğum Abdullah bin Mübârek buyuruyor ki; Allahü teâlâ için dünyâdan kesilen kimsenin hali ne güzeldir...
Ali bin Fudayl bu sözleri duyunca düşüp bayıldı. “Seni ağlatan nedir?”
Süfyân bin Uyeyne buyuruyor ki: “Fudayl bin İyâd ve oğlu kadar Allah korkusu olan kimse görmedim.”
Fudayl bin İyâd buyuruyor ki:
-Kûfe’de bir keçimiz vardı. Bir gün başkalarının arpalarından yemişti. Bundan sonra o keçinin sütünden içmedik.
İbn-i Mübârek buyuruyor ki:
-Zamanımızda insanların en üstünü, Fudayl ve oğlu Ali’dir.
Bu mübarek baba ile oğulun havf (Allahü teâlânın azabından korkmak) ve reca (Allahü teâlânın rahmetinden ümidli olmak) ve fazîletleri hakkında anlatılan kıssalar çoktur.
Bir gün Ali bin Fudayl bir kimsenin, “O gün insanlar, âlemlerin Rabbi için (Ona hesab vermek için kabirlerinden) kalkacaklar” (Mutaffifîn sûresi-6) âyet-i kerîmesini okumakta olduğunu duydu. Bunun tesiri ile bayıldı ve yere düştü. Bir gün de, Ali bin Fudayl ağlıyordu.
-Seni ağlatan nedir? diye sordular.
-Bana zulmedene, yârın Allahü teâlânın huzuruna çıkıp da, hiçbir sebep yokken niçin zulm ettiği kendisine sorulunca, hiçbir cevap veremeyecek olan kimseye acıyorum da onun için ağlıyorum, buyurdu.
Fudayl bin İyâd hazretlerine, oğlu Ali’nin “Yalnız başıma öyle bir yerde olsam ki, ben insanları görsem, ama insanlar görmeseler” dediğini söylediler. Fudayl hazretleri de “Keşke oğlum Ali sözünü tamamlasaydı ve; “Öyle bir yerde olsam ki, insanlar beni, ben de insanları görmesem” deseydi.
“El-Kâria” sûresi okunurken...
Bu nurlu oğul, babasından bir müddet önce vefât etti.
Vefât etmesine sebep şu idi ki, Ali bin Fudayl Kur’ân-ı kerîmden bir sûreyi sonuna kadar dinlemeye tahammül edemez düşüp bayılırdı. Bir defasında, birisi “El-Kâria” sûresini okuyordu. Ali bin Fudayl bunu dinlerken düşüp bayıldı. Baktılar ruhunu teslim etmiş.