ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyâr hazretleri, çok âbid bir zat idi. Bir ân Allahü teâlâdan gâfil olmazdı. Devamlı namaz kılardı. Her gece, Resûlullah efendimize üç bin salevât-ı şerîfe okurdu. Zamânın sultânı dâhil, birçok kimse, kendisine her türlü maddî imkânı sağlamak için sâdece bir işâretini bekledikleri hâlde, Hâce hazretleri fakirlik içinde yaşamayı tercih ederdi. Bir şey veren olursa, onunla iktifâ ederlerdi. Zor durumda kalınca, hanımı, komşuları olan bakkalın hanımından borç ister, bununla yiyecek bir şeyler alırdı. “Sana borç vermesem!..”
Bir gün bakkalın hanımı, Hâce hazretlerinin hanımına; 
-Eğer ben sana borç vermeyecek olsam, sen ve evinizde bulunanlar açlıktan ölürsünüz, diyerek övündü. Başka bâzı kadınlardan da buna benzer sözler işiten mübârek hâtun dayanamayıp, durumu Hâce hazretlerine arz etti. O da üzüldü. Kendi hâllerine değil, insanların dünyâlık için bir Müslüman kardeşini nasıl üzebildiğine ve olmadık sözleri nasıl söyleyebildiklerine üzülüyordu. Hanımına, başkalarından bir şey istememesini, yiyecek bir şeye ihtiyâcı olunca, (odanın bir köşesini işâret ederek) Besmele-i şerîfe söyleyerek oraya gitmesini, orada ihtiyâcı kadar kâk, yani (elma, armut kurusu) bulacağını, onu alarak açlıklarını gidermelerini buyurdu. Hanımı; “Peki efendim” diyerek bildirilen şekilde yaptı. Kendisini komşu kadınlarına mahcûb olmaktan kurtardığı için Allahü teâlâya şükrediyor, buna sebeb olan efendisine de çok teşekkür ediyordu. Hâce hazretlerinin isminde bulunan “Kâkî” lakabı, bu hâdiseye nisbetle verilmiştir.

“Aşkın kokusunu duyuyorum!” 
Hâce hazretleri, vefâtından birkaç hafta evvel, bayram namazından dönerken bir yerden geçiyordu. Orada durdu ve yanındakilere şöyle buyurdu: 
-Burada aşkın kokusunu duyuyorum. Buradan muhabbet kokusu geliyor... 
Hemen arâzinin sâhibi çağrılarak bu arâzi kendisinden satın alındı. Hâce hazretlerinin kabr-i şerîfinin orada hazırlanması için çalışmalara başlandı. Vefât ettiğinde oraya defnolundu. Daha sonra kabri üzerine mükemmel bir türbe yapıldı. Ziyâret edenler, mübârek rûhundan feyz almakta, nûr saçılan kabrinden istifâde etmektedirler.
Tüm İçerikler