Muhammed bin Osman bin Ebî Şeybe (Ebû Ca’fer) fıkıh ve hadîs âlimidir. Aslen Kûfelidir. Hadîs ilminde hâfız (yüzbin hadîs-i şerîfi râvileriyle beraber, ezbere bilen) idi. Muhammed bin Osman marifet ve dehâ sahibiydi. Târih ve diğer sahalarda kaleme aldığı değerli eserleri vardır. Kûfe’den Bağdâd’a gelmiş ve burada hadîs-i şerîfle meşgul olmuştur. 297 (m. 910) yılında Bağdâd’da vefât etmiştir...
AFFEDİLMENİN SEBEPLERİNDEN...
İbn-i Ebî Şeybe’nin naklettiği hadîs-i şerîflerden bazılarında Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
“Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrûm ise, hayırdan mahrûm olur.”
“Herkese selâm vermek ve güzel konuşmak, magfiretin (affın) sebeplerindendir.”
“Her haslet mü’minde bulunabilir, yalnız hıyânet ve yalan bulunamaz.”
“Mecliste olanlar yerlerini alıp oturdukları zaman, birisi bir kardeşini da’vet ederek yer verirse; o bir ikrâmdır. Onu kabûl etsin. Şayet yer göstermezse, müsait olan bir yer bulsun ve oraya otursun.”
“Bütün çocuklar Müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyâya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları Hıristiyan, Yahûdi ve dinsiz yapar.”
“Gönlünden dünyâlık bir şey geçirmeden, huzûr ile iki rek’at namaz kılan kimsenin, geçmiş günahları af olunur.”
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ettiğini rivâyet eder:
“Allahım! Ben Cehennemin fitnesinden ve Cehennem azâbından, kabrin fitnesinden ve kabir azâbından, zenginlik fitnesinin şerrinden ve fakîrlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Günahlarımı kar ve dolu suyuyla yıka. Kalbimi, beyaz elbiseyi kirden pakladığın gibi günahlardan pakla. Benimle günahlarım arasını magrip (batı) ve meşrik (doğu) arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Allahım! Ben sana tembellik, ihtiyârlık, günah ve borçtan da sığınırım.”
“BİZE İLİM ÖĞRET!..”
Bir gün yabancı kavimden bazı kişiler, Muhammed bin Osman’a “Ey Ebû Ca’fer, biz yabancı kavimdeniz. Bize ilim öğret” dediler. Bunun üzerine Muhammed bin Osman onlara “Sizin hakkınız var, komşularımın da hakkı vardır (Bağdâdlıların). Ben hasta olursam beni ziyârete geliniz. Ben ölürsem, cenâzemde bulununuz. Kabrimi ziyâret ederseniz, bana duâ ediniz” diye nasîhat ve istekte bulundu. Bunları söyledikten kısa bir müddet sonra da vefat etti...