ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
Ebu Abdullah Esba bin Ferec, Hadis ilminde hafızdır. Yani yüz binden ziyade hadis-i şerifi ravileriyle birlikte ezbere biliyordu. Mısır’da birçok âlimden hadis öğrendi. Sonra Malik bin Enes hazretlerinden hadis öğrenmek için Medine-i Münevvere’ye gittiyse de, oraya gittiğinde Malik bin Enes hazretleri vefat etmişti. Orada Eşheb ile sohbet etti. Tekrar Mısır’a döndü ve kadılık vazifesine getirildi. Âbid ve zâhid bir zat idi...
Mısır’da kadılık yaptığı da rivâyet edilen Esba bin Ferec, birçok değerli âlimin yetişmesine emek şarf etti. İmâm-ı Zehebî, İmâm-ı Buhârî, Ebû Hâtem Râzî, Muhammed bin Esed el-Huşerî, İbn-i Vaddah, Sa’îd bin Hasan ve daha birçok âlim kendisinden ilim tahsil edip, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs ve fıkıhta âlim, mes’eleleri çözmede mahir, görüş belirtme ve kıyasta keskin, dili tatlı, dünyâdan uzak, âbid ve zâhid olan Esba bin Ferec hakkında âlimlerden birçoğu görüşlerini belirtmişlerdir. 
Hadîs-i şerîf ilminde “hâfız” olan, rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden, bir kısmı ‘Kütüb-i sitte’den; Tirmizî, Nesâî, Buhârî ve Ebû Dâvûd’un hadîs kitaplarında nakledilen Esba bin Ferec’den, hadîs âlimleri sika (güvenilir) olarak bahsederler. Iclî “O, sikadır” derken, Ebû Hâtem “Sadûk” demiş, İbn-i Hibbân, İbn-i Mevaz, İbn-i Habîb, Ebû Zeyd Kurtubî, İbn-i Müzeyyen ve Ebû Ali bin Seken gibi hadîs âlimleri de “sika” olduğunu söz birliği ile bildirmişlerdir. 

Pek çok eser vermiştir...
İlmini talebelerine ve soranlara öğrettiği gibi kitaplara da yazan Esba bin Ferec’in meşhûr olan eserleri arasında; onbeş cüzden ibaret olan “Kitâbül-usûl”, “Tefsîr-i garîbü’l-Muvattâ”, “Kitâbü âdâbi’üssıyâm”, “Kitâbü’l-muzâraa”, “Kitâbü’l-âdâbül-kazâ”, “Kitabü’r-reddi âlâ ehlil-ehvâ ve gayrihâ” adlı kitapları vardır. Bunlardan başka, hocası Abdurrahmân bin Kâsım’dan öğrendiği fıkıh mes’elelerini de kitap hâline getirmiştir.
Ebu Abdullah Esba’ bin Ferec hazretleri 840 (H.255) senesinde vefat etti. Son anlarında buyurdu ki:
“Her Allah dostu bir tabibdir. Fakat tabib mahzuru kaldırmaya gücü yetmezse, elbette mazur sayılır. Gücün yetmediği nedir? Allahü teâlânın dilediğidir. Anlayın artık, ben sevgilime gidiyorum!..”
Tüm İçerikler