ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Ebû Zer-i Gıfârî hazretleri, ilk Müslümanlardandır. Bir gün dedi ki: “Resûlullah bana, (Binalar Seldağı’na ulaştığı zaman, sen Medine’den ayrıl) diye emretmişlerdi, izin verirseniz, ben Medine’den gideyim” dedi. Hz. Osman müsaade buyurdular ve bir deve sürüsü ile, iki köle verdiler. Yetecek miktarda yiyecek ve hediyeler ile Medine-i Münevvere yakınlarındaki (Rebeze) adındaki köye gitmesini söylediler. Ailesi de Şam’dan buraya gönderildi... 
Ebû Zer-i Gıfârî Rebeze’ye bir mescit yaptırdı. Vefat edinceye kadar, gelenlere İslâm dinini öğretti. Hadîs-i şerîfler rivâyet eyledi. Kalan ömrünü burada geçirdi ve orada da vefât etti... 
“İyi bir haber var!”
Mübareğin vefâtı pek garip oldu. Hanımı ona bir elbise aradığında bana elbise değil kefen lâzımdır deyip, Resûlullahın efendimizin kendisine nasıl vefât edeceğini söylediğini bildirdi: 
“İyi bir haber var, yakında Resûlullaha kavuşacağım” ve “Ey ölüm çabuk gel ruhum Rabbime kavuşmak sevgisiyle çırpınıyor” dedi... 
Hasta olduğu bir gün kızı veya hanımına dönüp, “dışarıdan gelen olup olmadığını” sordu. Dışarı çıkıp baktıklarında bir şey görünmediğini bildirdiler. Bunun üzerine: 
“Vefat zamanım henüz gelmedi. Şimdi siz bir koyun kesip hazırlayın. Cenazemde sâlih bir topluluk bulunacak. Onlara ikram edersiniz. Yemeden gitmemelerini benim tenbih ettiğimi söylersiniz” buyurdu. Arzusu yerine getirildi. Tekrar kızına veya hanımına dışarı çıkıp gelenlerin olup, olmadığına bakmasını isteyince, dışarı çıktılar. Uzaktan bir topluluğun gelmekte olduğunu görünce içeri girip haberi verdiler. Bunun üzerine kendisinin kıbleye karşı çevrilmesini istedi. Kıbleye döndükten sonra ; “Bismillahi ve billahi ve alâ milleti Resûlullah” diyerek ruhunu Hak teâlâya teslim etti... 

“O, yalnız haşrolunur”
Gelen misafirler karşılanıp Ebû Zer-i Gıfârî’nin (radıyallahü anh) vefât ettiği bildirildi. Bunlar, “Böyle mübârek bir zâtın cenazesinde bulunmak, Allahü teâlânın bize hususi bir kerem ve lütfudur” diyerek, gasl, techiz ve tekfin edip namazını kıldılar ve defn ettiler... 
Abdullah İbn-i Mes’ûd, Ebû Zer’in vefâtını işitince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), “Ebû Zer yalnız vefât eder ve yalnız haşrolunur” buyurmuştu, diyerek ağladı. Hz. Osman, Ebû Zer’e çok acıdı. Onun kızını kendi evlâtları arasına aldı. Ona fevkalâde yakınlık gösterdi...
Tüm İçerikler