Ebû Saîd el-Hudrî hazretleri, Eshâb-ı kirâmın fakihlerindendir. Babası, Medine’de İslâm’ın tebliği başladığında Müslüman olmuş, bu vesileyle Ebû Said de Müslüman bir aileden dünyaya gelmiştir...
Ebû Saîd el-Hudrî bin yüz yetmiş hadis rivâyet etmiştir. Bunlardan kırk üç tanesi Buhâri ve Müslim’de yirmi altısı yalnız Buhâri’de, elli ikisi yalnız Müslim’de, diğerleri öteki hadis kitaplarında bulunmaktadır... Babası ile Uhud’da...
Ebû Saîd, Medine’de Mescid’i Nebevî’nin inşasına katılmış, Bedir Gazasında küçük olduğundan bulunamamış, onüç yaşında Uhud Gazasına babası ile katılmış ve bu savaşta babası Mâlik şehid olmuştur. Babasının ölümünden sonra ailesinin geçimi ona kalmış ve önceleri açlık çekmiş, karnına taş bağlamıştır. Ailenin kadınları, “Kalk da Resûlullâh’a git, ondan bir şey iste, herkes istiyor” dediklerinde önce gitmemiş, sonra Resûlullah’ın huzuruna gittiğinde onun şu hutbeyi irâd buyurduğunu görmüştür:
“İstiğna gösteren ve iffeti muhâfaza eden insanları Cenâb-ı Hak âlemden müstağni kılar.” Bu sözü duyduktan sonra bir şey istemeye cesaret edemeden dönmüştür. Bunun sonrasını kendisi şöyle anlatır:
“Resûl-i ekremden bir şey dilemeyerek döndüğüm halde Cenâb-ı Hak bize rızkımızı gönderdi. İşimiz o kadar yoluna girdi ki, ensar içinde bizden daha zengin bir kimse yoktu...”
Ebû Said, Benî Mustalık ve Hendek Gazâlarına da katılmış, seferlere çıkmıştır. Hudeybiye, Hayber, Mekke’nin Fethi, Huneyn, Tebük Gazalarında bulunmuştur. Resûlullah’ın on iki gazasında yer almıştır. Hz. Ömer ve Osman devirlerinde Medine’de fetvâ vermiş, Hz. Ali devrinde Nehrevan Savaşında bulunmuştur. Ebû Said hazretleri, seksenbir yaşında vefât etmiştir.
“Gösterişli mezar istemiyorum!”
Hicri yetmiş dört yılında Medine’de vefatına yakın günlerde oğlu Abdurrahman’ın elinden tutup Mescid-i Nebevi’nin yakınındaki Cennetü’l-Baki Mezarlığı’na giden büyük sahabi, oğluna kenardaki tenha bir köşeyi işaret ederek şöyle buyurur:
“Beni işte şu köşedeki boşluğa gömün. Üzerime de gösterişli bir şey sakın yapmayın. Ayrıca arkamdan da sesli şekilde ağlamayın. Bana iyilik yapmak istiyorsanız bu vasiyetimi aynen yerine getirin. Ben gösterişli mezar ve sesli ağlama istemiyorum!..”