Destîna Hâtun, Konya’da yetişen evliyâ hanımlardandır. Mevleviye tarîkatının büyüklerinden. On yedinci yüzyılda yaşadı. Babası, Mevleviye tarîkatının ileri gelenlerinden Şeyh Muhammed’dir. Doğum târihi belli değildir...MESNEVÎ’Yİ ÇOK OKURDU... Destîna Hâtun Babasından; tefsîr, hadîs ve medreselerde okutulan bütün ilimleri öğrendi ve Mesnevî’yi incelikleri ile okudu. Dünyâ süsüne ve lezzetlerine kıymet vermezdi. Zamânının büyük bir kısmını, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin türbesinde sâlihâ hanımlar için yapılan bölümde ibâdet, zikir ve murâkabe ile geçirirdi. Hanımlara sohbet eder, Mesnevi okurdu. Mesnevi’den anlattıklarından bazıları: *Kim seviyorsa, bil ki seviliyordur. *Her ağlamanın sonu gülmektir. *Akarsu neredeyse orası yeşerir. Gözyaşı varsa rahmet gelecektir. *Gam görünce istiğfar et. Çünkü gam Yaratıcı’nın emri ile tesir eder. Allah dilerse bizzat gam ve sıkıntı sana neşe bile olabilir. * Fakirlik korkusu insanları hırs ve emele lokma yapmıştır. Ayaklarının altına al ki yüzüp gidesin. *Âlem cesettir. İlim can. *İçi kötü olanın aybını deri örter. İçi iyi olanın aybını gayb âlemi örter. *Kalemin su, kağıdın rüzgâr ise ne yazarsan yaz kıymeti yoktur. *Manâsız söz; suya yazılan yazıdır. *Kaza gelince bilgi ve tedbir uykuya yatar. *Zalimin zulmü karanlık kuyudur. Sonunda içinde boğulur. *İnsanlardan gördüğün zulümler senin huyundur. Sen kendi huyunu onların aynasında seyredersin. *Ey gam ateşine dalan! Ateşe azar azar nur serp de nur olsun. *Dünya; dedikodu, tartışma ve bahis kuyusudur. Bu kuyuya düşersen sağlam çıkamazsın. *Üstünlükler ve durumların değişmesini Hak’tan bil. *Ok gibi doğru olursan, hiçbir yay seni tutamaz. Hakça ol ki, nefis yayından hakikâte fırla. *Halk arasında meşhur olmak, sırlara ermeye engeldir. Şöhretten kurtulmaya bak. *Kâmil insan toprak tutsa altın olur, eksik insan altın tutsa toprak olur. *Ağızdan bir kere çıkan söz; yaydan çıkan ok gibidir.
“YAKINDA ONA KURBAN OLURUZ” Destîna Hâtun’un bedeni zayıf idi. Bir kerre yanına gelenler bir tek post üzerine oturduğunu ve üzerinde eski bir elbise olduğunu gördüler. “Bedeninizi rahat tutacak birkaç elbise ile birkaç yaygı alsak” dediklerinde; “Biz postu, Allahü teâlânın yolunda ayağımızın altına koyduk. Üstelik bu, Allah yolunda kurban olan koyunun postudur. Biz de yakında ona kurban oluruz” buyurdu ve kısa bir zaman sonra da vefat etti...