Daygam bin Mâlik hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Doğum, vefât yeri ve târihleri kesin olarak bilinmemektedir. Çok iyi bir terbiye ile yetişti. Annesi kendisi ile çok ilgilenirdi. Oğlunun Allah sevgisinden çeşme gibi akan gözyaşlarını gördükçe o da kendini tutamayıp ağlardı. Çok ibâdet ederdi... “NEFSİNİN DÜŞMANLIĞINDAN SAKIN!”
Mevlânâ Ebû Eyyûb anlatır: “Daygam bin Mâlik bir gün bana; ‘Ey Ebâ Eyyûb! Nefsinin düşmanlığından sakın. Ben insanların dünyâda üzüntülerinin bitmediğini gördüm. Allahü teâlâya yemin ederim ki, âhirette mümin sürûr, sevinç görmezse iki şeyle karşılaşır: Dünyâda iken yaptıklarına pişman olur. Bunu niye yaptım der. Diğeri âhirette hor ve hakir olur’ dedi. Bunun üzerine ona; ‘Mümine âhirette sevinç neden olmasın, zîrâ o dünyâda, Allah için yorulup didiniyor?’ dedim. Bana; ‘Ey Ebû Eyyûb! Nasıl kabûl görsün nasıl selâmete ersin? Zîrâ nice kimseler işinin gücünün; îmân, ibâdet ve ihlâsının doğru olduğunu zanneder. Sonra da artık kurtuldum, der. Bunların yaptıkları işler, Allahü teâlânın rızâsına uygun olmadığı için, işleri âhirette yüzlerine vurulur’ dedi.”
Hakem bin Nuh, bir gün Daygam hazretlerinin oğluna şöyle anlattı: “Baban ile bir gemide idik. Gece sabaha kadar ağladı, inledi. Sabah olunca biz; ‘Gecen çok uzun sürdü’ dedik. Yine ağladı. Sonra; ‘İnsanlar yarın başlarına gelecek şeyleri bilseler, hayattan ebedî lezzet almazlar. Vallahi şu gecenin şiddetli karanlık ve korkusu, bana âhireti ve oradaki işin zorluğunu hatırlattı. O gün bütün işler insanı üzer’ dedikten sonra, meali şerifi; (Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası için bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki Allah’ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünyâ hayâtı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın) olan Lokman sûresi 33. âyet-i kerîmesini okudu...”
“ÖLÜMÜ SEVİYOR MUSUN?”
Bir defâsında yine annesi; “Ey oğlum! Ölümü seviyor musun?” demişti. Daygam buna karşı; “Hayır Anneciğim!” dedi. Annesi buna hayret edip sebebini sordu. O da; “Ölüme hazır değilim” dedi. Bunun üzerine ana-oğul ağlamaya başladı.
Yine bir gün annesi Daygam’a seslenmişti. O her zamanki edebini gösterip; “Buyur anneciğim!” dedi. Annesi ona; “Ölümü seviyor musun?” diye sordu. Daygam; “Evet anneciğim!” dedi. Annesi; “Niçin seversin?” diye sordu ve açıklamasını istedi. O da; “Allahü teâlânın yanında hayırlı olan şeyi ümid ediyorum” dedi. Biraz sonra kendinden geçti ve “Allah” diye feryad ederek yere düştü. Annesi yerden kaldırmaya teşebbüs ettiğinde, o ruhunu çoktan teslim etmişti.