Zeynelâbidîn Ayderûsî, Yemen’in büyük velilerindendir. 1576 (H.984) senesinde Yemen’in Terim şehrinde doğdu. 1631 (H.1041) Senesinde aynı yerde vefât etti. İlim ve fazîlet sâhibi asîl bir âileye mensûbdur. Tefsîr, fıkıh ve hadîs ilimleri ile diğer aklî ve naklî ilimleri öğrenen Zeynelâbidîn Ayderûsî, ilimde yüksek derece sâhibi oldu. Babasının sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda da ilerledi... O, BİR GÖNÜL SULTANI İDİ...
Zeynelâbidîn Ayderûsî, babasının vefâtından sonra yerine geçip vazîfesini devâm ettirdi. Müslümanlara maddî ve mânevî her türlü yardımı yaparak gönüllerini kazandı. Kendini insanların hizmetine adadı. Bilhassa sıkıntılı ve ihtiyaç sâhibi kimselere çok yardım etti. Birçok hâdise ve fitnelerle karşılaştı. Onun üstünlüğünü kabûl etmeyip karşı çıkanlar oldu. Yüksek ahlâk sâhibi bir zât olduğu için, kendisine karşı çıkanlara ve kötülük yapanlara sabretti. Hattâ onların kötülüklerine karşı iyilik ve ihsânlarda bulundu. Kendisini söz ve hareketleriyle inciten kimselere hediyeler göndererek onların hak ve hakîkati öğrenmelerine vesîle oldu.
Zeynelâbidîn Ayderûsî, zamânının devlet adamları ve sultanlarıyla iyi geçinir, onlara nasîhat ederdi. Sultan, seyyidlerin işlerini yürütme vazîfesini ona havâle etmişti.
Bu mübarek zat, tıb ilmiyle de uğraştı. İnsanların rûhen ve bedenen sağlam olmaları için çalıştı. Çeşitli sanat ve fenlerde de bilgi sâhibi olup, her sanatın ve fennin erbâbına mesleğiyle ilgili bilgiler verdi... Peygamber efendimizi medheden bir kasîde yazdı. Zamânın ileri gelenlerine birçok mektuplar ve risâleler yazarak nasîhat etti. Sultana gelen mektuplara cevaplar yazdı. Zeydiyye imâmlarından Hasan bin Kâsım, Yemen’i istilâ ettiği zaman Hadramût Sultanına ve ileri gelenlerine mektup göndererek kendisine itâat etmelerini istedi. Zeynelâbidîn Ayderûsî, Zeydiyye imâmına cevâbî mektup yazdı ve ona nasîhatte bulundu.
HÂLİNDEN HİÇ ŞİKÂYET ETMEDİ
Ömrünün son zamanlarında hastalanan Zeynelâbidîn Ayderûsî bir ara iyileşti. İnsanlar onun hastalığına üzülmüşlerdi. İyileşince sevindiler. Daha sonra kendisinde meydana gelen idrar yolu rahatsızlığı gün geçtikçe arttı. Fakat o, hâlinden hiç şikâyet etmedi. 1631 (H.1041) senesi Cemâziyelâhir ayının sonunda bir pazar günü vefât etti...