Hindistan’da yetişen velîlerden Bedî’uddîn Sehârenpûrî hazretleri, akli ve nakli ilimlerde âlim idi. Dünyaya hiç meyletmez, haramlara düşmek korkusuyla şüphelilerden sakınırdı.
İmam-ı Rabbânî hazretlerin hizmet ve sohbetinde uzun zaman bulundu ve çok hallere ve yüksek derecelere kavuştu. Hilafet-i mutlaka ile tedrise mezun olup, çok talebesini tasavvufta yüksek derecelere eriştirdi... Talebe olmadan önce...
Bedî’uddîn Sehârenpûrî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine talebe olmadan önce memurluk yapıyordu. Zaman zaman hazret-i İmâm’ın yâni İmâm-ı Rabbânî’nin sohbetlerini dinlemeye giderdi. Bedî’uddîn Sehârenpûrî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine memuriyeti bırakıp, hep hizmetinizle şerefleneyim diye arz ettiğinde;
-Bu sefer bırakma, buyurdu. Ne kadar ayrılmayı söylediyse râzı olmadılar...
Bir ara senelik izne ayrılmıştı. Saltanat merkezi Ekberâbâd’dan ayrıldığı ilk gün, Burhânpûr’a gidinceye kadar, her gün sabahtan akşama kadar, hocası hazret-i İmâm’ı yanında görürdü... Gelirler, insanlar arasında onun elini tutup kenara çekerler ve terbiye ederlerdi. Bu günlerde hiçbir gün ve hiçbir zaman ondan ayrılmadılar...
Bedî’uddîn Sehârenpûrî, bir gün Allahü teâlânın ismini anarken bir anda kendini Resûl-i ekremin sohbetinde gördü. Birisi; “Yâ Resûlallah! Siz kuşluk namazını kılar mısınız, yoksa, kılmaz mısınız?” diye suâl etti. Resûlullah efendimiz cevap vermediler. Bedî’uddîn Sehârenpûrî arz etti ki: “Yâ Resûlallah! Hocam İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu namazı kılıyor. Onun hâli öyledir ki, sizin yapmış olduğunuz her ameli yapar...”
Resûl-i ekrem efendimiz biraz murâkabeden sonra, mübârek başlarını kaldırıp; “Senin hocanın yaptığı her amel haktır, doğrudur ve bizim amelimizin aynıdır. Biz de bu namazı kılıyoruz” buyurdular.
(Dünya ne güzel binektir)
Her fânî gibi bu mübarek zat da, Hicri onbirinci asrın sonlarında vefat etti. Vefatı sırasında buyurdu ki:
-Kardeşlerim, Allahü teâlânın beğendiği işleri yapmak, dünya ve ahiret kazançlarının toplamıdır. Dünyayı binek yapın, âhireti baş tacı. Resûl-i Ekrem Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyurdular ki: (Dünya ne güzel binektir. Ona binin, sizi ahirete ulaştırır.)