ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Büyük Türk şairi Ali Şîr Nevaî Afganistan’ın Herat şehrinde 1441’de doğdu. Timur Hanın torunlarından; Horasan, Sîstân, Belh ve Harezm bölgelerinin Sultanı Hüseyin Baykara ile sütkardeşi ve okul arkadaşı idi. Hüseyin Baykara hükümdar olunca onu yanına aldı. Sarayda birçok vazifelerde bulundu. Pek çok âlim ve veli zatlarla sohbet etti. Kasım Semerkandî’nin de derslerine katıldı... SÖZ KESİLİR; ANCAK...
Ali Şîr Nevaî, kendisinden ders aldığı hocalardan Kasım Semerkandî’nin kızı Gül’e sevdalanır. Kız da onu sever. Babası da kabul eder ve söz kesilir. Ancak o günlerde beklenmedik bir şey olur! Sultan da Gül kızın güzelliğini ve takvasını duymuştur. Ancak sözlendiğinden haberi yoktur. Hikmet-i ilahi, kızı babasından istemek için, hizmetinde bulunan Ali Şîr Nevaî’yi gönderir. Kasım Efendi, kızın sözlü olduğunu sultana söylerse Ali Şîr Nevaî’ye zarar geleceğinden endişe eder. Söz kesilir, düğün olur. Kız, sultandan kırk gün kendisine yaklaşmamasını rica eder. Sultan, çok sevdiği eşinin isteğine uyar. Gül de Ali Şîr Nevaî’nin aşkından hastalanıp yataklara düşer. Sultan Hüseyin Baykara bütün tabibleri gönderdiği halde çare bulamazlar. Kırk günde iyice eriyen Gül, artık son anlarını yaşamaktadır. Son gün Ali Şîr Nevaî’yi görmek ister, görüştüklerinde Gül der ki:
Elvedâ sevdiğim işte dünyadan 
Son demde hâtırım sor yavaş yavaş 
Artık felek bizi siler künyeden 
Açılır mezara yol yavaş yavaş. 
Ali Şîr Nevaî de der ki: 
Bana mevt yahşidir bir gün görmeden 
Seninle görürdüm gün yavaş yavaş. 
Solar Gül’üm muradına ermeden 
Vücudun terk eder can yavaş yavaş. 
Gül der ki:
Civan iken razı oldum ölüme 
Yad bülbülü kondurmadım Gül’üme 
Hayatta değmedi elin elime 
Tâbutum altına gir yavaş yavaş. 
Ali Şîr Nevaî de der ki:
Zebânım od tutar kılamam dua 
Yevm-i cezâ benden eyleme dâva 
Kurudu gözyaşım Ali Şîr Neva
Akar yaş yerine kan yavaş yavaş.
Sonra Gül dedi ki: “Bak Ali Şîr! Ben artık ömrümün son anlarını yaşıyorum. Ricam şudur ki, dünyada elin elime değmedi, hiç olmazsa tabutuma değsin... İkinci vasiyetim şu ki, ömrün oldukça her gün ruhuma bir fatiha oku. Üçüncü vasiyetim şu ki, ölünceye kadar beni hâtırdan çıkarma... 
Ali Şîr Nevaî yıllarca mahzun yaşar... 1501’de vefat edince Hükümdar Hüseyin Baykara cenazesine bizzat katılır, Kudsiye Camii yanında, önceden hazırlattığı türbeye defnederler...
Tüm İçerikler