Halid bin Velid kumandasındaki Müslümanlar, güçlü bir Hristiyan merkezi olan Şam’ı kuşatmışlardır... Aylar süren kuşatmadan bir netice alınamayınca Halid bin Velid saldırıları seyrekleştirir, havayı soğutmaya bakar. O günlerde Patriğin bir oğlu olur ve büyük şenlik yaparlar. Papazlar Şam’ın elden çıkmasını hazmedemez, Diyar-ı Ruma (Anadolu’ya) geçer, kapı kapı dolanırlar. Tam 240 bin asker ve gönüllüyle Yermük’te toplanırlar... Vaziyet gerçekten vahimdir! Halid bin Velid bugüne kadar komuta ettiği en büyük ordunun önüne geçer lakin yine de 6 Hristiyana bir Müslüman düşer. Sayı dengesini kuramadıklarına göre yapılacak tek şey vardır, daha iyi savaşmalıdırlar... “Bunlar fevkalbeşer olmalılar!” Muharebe öncesi Rumlar bir bedeviyi İslam ordusu içine sokarlar. Geri dönen casus “Bunlar, gündüz talim yapıyor, geceleri ibadet ediyorlar. Uykudan filan haberleri yok, fevkalbeşer olmalılar” der... Saflar dizilirken Bizans ordusunun komutanlarından General Corce (Yorgi) öne çıkar, Halid bin Velid’in yanına yaklaşıp sorar: -Ey Halid! Allah’ın, Peygamberinize bir kılıç indirdiği, onun da bu kılıcı sana verdiği doğru mu? -Hayır öyle bir kılıç yok. -Peki bu Seyfullah (Allahın kılıcı) adı nereden geliyor? -Bu bir lakaptır o kadar; ama şu var ki Allah’ın resulü bize dua buyurdular. -Peki sizin Peygamberiniz insanları neye davet ediyor? Hazret-i Halid ona kısaca Efendimizi ve tebliğ ettiği dini anlatır. General çok hislenir ve “öyleyse” der, “benim de sizin saflarınızda bulunmam gerekiyor!” Bunlar onun son sözleri olur. General bir çadırda gusledip iki rekat namaz kılar ve ak sarıkla meydana çıkar. Hâlid bin Velid ordusunu biner biner ayırır, her bölüğe bir kumandan tâyin edip onları yetkilerle donatır...
Şehadet şerbetini içer... Çarpışma o kadar sert ve kanlıdır ki öğle ve ikindi namazlarını îmâ ile kılarlar. Bu arada Bizanslılar Yorgi’ye çok kızar, hakaretler ederek üstüne çullanırlar. Nitekim onu sıkıştırmaya muvaffak olur ve hiç acımazlar!.. Kısmete bakın... Böyle bir orduda şehadete kavuşmak herkese nasip olmaz. Halid bin Velid 240 bin kişiyi karşısına almaz, usta manevralarla merkeze yüklenip komuta kademesini dağıtmaya bakar. Düzensiz kalabalıklar ipi kopmuş gerdanlık gibi dağılırlar. Bu savaşta 100 binden ziyade Haçlı öldürülür, 3 bin Müslüman şehadet şerbetini yudumlar...