Muhammed Harirî hazretlerinin yakınlarından biri bir gün kendisinden, yaşadığı ilginç bir vakayı anlatmasını rica eder. O mübarek de şu hadiseyi anlatır:
-Bir gün tekkede otururken yalın ayak, saçları darmadağın solgun ve üzgün yüzlü genç bir fakir çıkageldi. Abdestini aldı, iki rekat namaz kıldıktan sonra ceketiyle başını örterek uykuya daldı. Akşam ezanı okununca yeniden abdestini alarak bizimle birlikte namazını kıldı. Vali yemeğe davet etti...
O gece bizi Bağdat Valisi yemeğe davet etmişti. Onun da çağırdım. Böyle bir davete ihtiyacı olmadığını, fakat kendisine bir kase sıcak çorba verirsem çok makbule geçeceğini ifade etti. Kendi kendime, “Adam davete gelmiyor da benden bir kase çorba istiyor” diye düşünerek çekip gittim. Çorba da vermedim...
Davetten dönüp geldiğimde genci bir köşede uyurken gördüm. Ben de yatağıma uzanıp uykuya daldım. O gece bir rüya gördüm. Rüyada Peygamber efendimiz, sağında İbrahim aleyhisselam, solunda Musa aleyhisselam arkasında da bütün peygamberler yer almışlar...
Sevinç içinde sevgili Peygamberimizin elini öpmek için huzuruna koştum. Fakat benden yüz çevirdi. Acaba sebebi neydi? Büyük bir üzüntüye düştüm. Sebebini öğrenmeli ve hatamı düzeltmeliydim. Dayanamayıp sordum;
-Yâ Resulallah!.. Neden benden yüzünüzü çeviriyorsunuz? Size karşı ne gibi bir kusur işledim?
Sevgili Peygamberimiz yüzünü bana döndü. Öfkesinden yüzü kırmızı yakut gibi kızarmıştı. Buyurdu ki: “Bu gece büyük bir kusur işledin. Fakirlerimizden biri senden bir kase sıcak çorba istedi de vermedin. Üstelik de aç bırakarak valinin davetine gittin. Hangi yüzle sana bakabilirim, söyler misin?”
“Korkudan tir tir titriyordum!”
Sabah uyandığımda her tarafımı korku kaplamış, tir tir titriyordum. Gerçekten büyük bir suç işlemiştim. Gözlerimle hemen genci aradım. Fakat yoktu. Hızla tekkeden çıkarak yola düştüm. Baktım ki genç gidiyordu.
-Ey genç Allah aşkına bir dakika dur! Şimdi sana çorba getiriyorum, deyince, gülümseyen nazarlarla beni süzdü ve ardından da;
-Üstadım! dedi: Senden bir lokma ekmek bir kase sıcak çorba alabilmek için peygamberlerin aracılığına ihtiyaç var. Herkes bunları nereden bulsun?
Bunları söyledikten sonra da gözden kayboldu. Birkaç gün sonra duyduk ki vefat etmiş!..