ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Şeyh Bedreddîn, ilim öğrenmek istiyordu. Bu gayeyle önce Bursa, sonra Konya ve Kâhire’ye gitti. Orada büyük âlim Seyyid Şerîf Cürcânî ve Aydınlı Hacı Paşa ile berâber Mübârekşâh Mantıkî’den din ilimleri, felsefe ve mantık okudu. Tahsilini tamamladıktan sonra Tebriz’e giderek, Tîmûr Hanın huzûrunda yapılan ilmî sohbetlere iştirak etti. Daha sonra Kazvin’e giden Şeyh Bedreddîn, burada doğru yoldan ayrılarak sapık Bâtınîlik fırkasına girdi. Dönüşünde Memlûk Sultânı Melik Zâhir Berkuk’un oğlu Ferec’e hoca tâyin edildi. Bir müddet sonra da Anadolu’ya döndü... Eflak Voyvodasına gitti...
Şeyh Bedreddîn’in, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde halîfeleri vardı. Bunlar arasında bilhassa İzmir-Karaburun’da bulunan Börklüce Mustafa, etrâfında binlerce taraftar topladı. Şeyh Bedreddîn hacca gitmek bahânesiyle Kastamonu’ya ve oradan da Sinop’a geçerek, bir gemiyle Kefe limanına çıktı. Daha sonra Eflak Voyvodasının yanına gitti. Voyvoda, Türk hâkimiyetinden kurtulmak ümîdiyle ona elinden gelen yardımı yaptı. Böylece Rumeli’de Şeyh Bedreddîn, Karaburun’da Börklüce Mustafa, Manisa’da Börklüce’nin sağ kolu Yahûdî dönmesi Torlak Kemâl, devlete isyân bayrağını açtılar... 
Tuna’nın güneyine geçen Bedreddîn, ne kadar âsî varsa etrâfına toplayarak Deliorman’da kuvvetlerini artırdı. Tehlikeyi sezen Çelebi Sultan Mehmed Han, Velîahd Şehzâde Murâd’ın yanına Vezîriâzam Bâyezîd Paşayı da katıp Börklüce’nin üzerine gönderdi. Bâyezîd Paşa yapılan muhârebede âsîleri imhâ etti. Börklüce Mustafa mahkeme kararıyla îdâm edildi. Torlak Kemâl ile 3000 âsî de yakalanıp öldürüldü. 

Suçlu olduğunu kabul etti...
Anadolu’da isyânın bastırıldığını öğrenen Şeyh Bedreddîn, Deliorman’da müşkül vaziyette kaldı. Bâyezîd Paşa, Rumeli’ye geçerek, Bedreddîn ve taraftarlarını Deliorman’da küçük bir çarpışmadan sonra kolaylıkla yakaladı. Mevlânâ Haydar başkanlığındaki mahkemenin huzûruna çıkarılan Şeyh Bedreddîn, suçlu bulundu ve kendisi de cezâsının îdâm olduğunu kabul etti. 
1420 senesinde Serez pazarında idam sehpasına çıkan Şeyh Bedreddîn, Mevlana Haydar’a dönerek şu beyti söyledi:
“Mademki bu kerre mağlubuz, netsek, neylesek zahid/Gayrı uzatmayın sözü, Mademki fetva bize aid...”
Tüm İçerikler