ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Seyyid Alâeddîn Ali Semerkandî hazretleri, Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında Anadolu’da yaşayan velîlerdendir. Semerkand’da doğdu. Buhârâ, Taşkent gibi ilim merkezlerinde ilim tahsil etti. Tefsîr, fıkıh ve tasavvuf, ahlâk ilimlerinde yüksek derecelere ulaştı. Daha sonra Anadolu’ya hicret etti. Lârende’ye (Karaman’a) geldi. 1456 (H.860) târihinde yüz elli yaşlarında iken vefât etti. Kabr-i şerîfi, İçel’e bağlı Gülnar ilçesinin Zeyne kasabasındadır... (Ankara-Çamlıdere’deki Şeyh Ali Semerkandi başka bir zattır.)
Seyyid Alâeddîn Ali Semerkandî hazretleri buyurdu ki: 
“Bizi sevenler dünyâda nâmerde muhtaç olmasın, şeytan şerrinden emin olsunlar, şirkten, Allahü teâlâya ortak koşmaktan uzak olsunlar ve zâlimlerin şerrinden, kazâ ve belâdan emin olsunlar doğru yoldan ayrılmasınlar...” EŞKIYANIN BIÇAĞI KESMEDİ!..
Alâeddîn Semerkandî hazretlerini sevenlerden biri, bir gün yola çıkmıştı. Yolda onu bir eşkıyâ öldürmek istedi. Tam o sırada eşkıyâya; “Bütün eşyâm param, neyim varsa senin olsun. Beni serbest bırak, öldürme” dedi. O şahıs; “Onlar nasıl olsa benim olacak, maksadım seni öldürmektir” dedi. O zât o anda Alâaddîn Ali Semerkandî’yi hatırladı ve; “Yâ Rabbî! Kudretinle Seyyid Alâaddîn hazretlerinden bana yardım ulaştır” der demez, eşkıyâ, o zâta üç kere bıçağı çaldı ise de, Allahü teâlânın izniyle ve Alâaddîn Semerkandî’nin himmeti bereketiyle bıçak kesmedi. Bunun üzerine eşkıyâ, bıçağın keskin olup olmadığını denemek için büyük taşa vurdu. Taş ikiye ayrıldı. Tekrar o zâtı kesmek istedi, fakat bıçak yine kesmedi. O zât eşkıyaya şöyle dedi: 


“SEN BENİ ÖLDÜREMEZSİN!..”
“Ey kişi! Benim bir azîz hocam var. Onun bereketiyle beni öldüremezsin” dedi. Eşkıyâ bu sözü duyar duymaz kızıp; “Görelim bakalım hocan seni elimden kurtarabilecek mi?” dedi ve elindeki bıçakla tekrar saldırdı. O zât canından umudunu kestiği zamanda âniden; elinde mızrak, beyaz bir ata binmiş, yeşiller giymiş bir zât yıldırım gibi geldi ve eşkıyâya mızrağı ile öyle vurdu ki, mızrağın ucundan kıvılcımlar çıktı. Eşkıyâ o anda öldü. Atlının Alâeddîn Ali Semerkandî olduğunu anlayan talebe, Zeyne’ye gelince, başından geçenleri henüz anlatmamıştı ki, Alâeddîn Semerkandî ona; “Ben hayatta iken sırrımı kimseye söyleme, sakla!” buyurdu...
Tüm İçerikler