Barbaros Hayreddin Paşa, Büyük Osmanlı Kaptan-ı deryasıdır (amirali). 1466 yılında doğdu. Asıl adı Hızır’dı. Din ve devlet yolunda yaptığı büyük işlerden dolayı Yavuz Sultan Selim Han tarafından, “dine hayrı dokunan” manasına gelen “Hayreddin” ismi verildi.
Barbaros Hayreddin Paşa, âlim ve cesur bir komutandı. İri yapılı ve kumral tenliydi. Saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri çok gürdü. Doğu Akdeniz kıyılarındaki milletler tarafından; havuç rengine çalan kırmızı sakalından dolayı “kızıl sakallı” manasına gelen “Barbarossa” diye tanınmaktadır...
Denizci bir aile...
Barbaros Hayreddin Paşa, denizciliğe korsanlık ile başladı. Osmanlı Cihan Devleti’nin Kaptan-ı Deryalığı’na kadar yükseldi. Kardeşleri Oruç ve İlyas Reisler de denizci idi. Venediklilerin korkulu rüyasıydı. Preveze’de Andrea Dorya’yı kati olarak yendi. Hatıralarını yazdırdı. Bu hatırat, Osmanlı edebiyat ve tarihinin hazinelerinden birisidir.
Barbaros Hayreddin Paşa, Kuzey Afrika’yı fethetti ve Osmanlı Devleti’ne kattı. Endülüs Müslümanlarının imdadına yetişti. Osmanlı Kaptan-ı Deryalığı’na tayini için Halep’teki Sadrazam ile buluşmaya gitti. Makbul İbrahim Paşa’ya “Amerika’ya gitmeyi teklif etti”. Fakat kabul ettiremedi.
Barbaros Hayreddin Paşa, 1544’te İstanbul’a döndü. İstanbul’da iki sene yaşadıktan sonra 1546’da Beşiktaş’taki sahil sarayında vefat etti. Beşiktaş’ta deniz kenarındaki türbesine defnedildi. Ölümüne ebced hesabı ile “Mate reis-ül-bahr” (Denizin Reisi vefat etti. H. 953) tarihi düşürülmüştür.
Ölüm döşeğinde bile...
Son anlarında, ölüm döşeğinde bile gözü denizlerde idi. Havayı kontrol ediyor,
“Ben denizde olsam yelkenleri indirirdim” gibi şeyler söylüyordu. Nihayet, vasiyet etti:
“Ben öldüğüm zaman beni deniz sesi işitilecek bir yere defnediniz...”
Nitekim öyle oldu, Beşiktaş’taki türbesinde o her sene Türk denizcileri ve kadr-ü kıymetini bilenler tarafından ziyaret edilir...