Muteber kitaplarda buyuruluyor ki: Dirilerin ruhları birbiriyle görüştüğü gibi, ölüler ile dirilerin ruhları da birbiriyle görüşür. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: “Allah ölümde canları alır. Ölmeyip rüyasında olan canları da alır. Ölümle ona hükmettiğini tutar, diğerini belli bir zamana kadar bırakır.” [Zümer 42]
Baki bin Muhalled ve ibn-i Mende, “Ruh” kitabında ve Taberâni “Evsat”ta, Said bin Cübeyr tarikiyle ibn-i Abbâs (radıyallahü anh)dan bu âyet-i kerime hakkında şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:
“Bana ulaştı ki, diriler ile ölülerin ruhları rüyada görüşür. Birbirinden durumlarını öğrenirler, Allahü teala ölülerin ruhlarını tutar, diğerlerinin ruhlarını belli bir zamana kadar cesedlerine geri gönderir...” “HANGİMİZ ÖNCE ÖLÜRSE!..”
İbn-i Ebid’dünya, “Uyun el-Hikâyât” kitabında senediyle Sehr bin Havsep’ten şöyle bir hadise rivayet eder:
Sa’d bin Cüsâme ve Avf bin Mâlik, birbirlerini Allah için dost edinmişlerdi. Sa’d;
-Hangimiz daha önce ölürse öbürüne görünsün, dedi ve Avf da kabul etti.
Bu konuşmadan kısa bir zaman sonra Sa’d vefat etti. Avf bin Mâlik, onu rüyasında gördü.
“Sana ne yapıldı?” diye sordu:
“Sıkıntıdan sonra magfiret edildim” dedi.
“Nedir o sıkıntı?” dedi. Sa’d;
“Bu, filan Yahudi’den borç aldığım on dinardır, onları ok eyerine bırakmıştım. Git onları ona ver ve bil ki, ailemin başına ne gelmişse haberim vardır. Her şeyi bana bildirirler. Kedimiz öldü. Falan kızım da altı gün sonra ölecektir, ona iyi davranın” dedi.
“ONA İYİ DAVRANIN!..”
Sabahleyin, evine gittim. Eyeri aradım, aşağıya indirdim, baktım, kese içinde on dinar var. Bahsettiği Yahudi’yi çağırdım. “Senin Sa’d’da kalan bir şeyin var mı?” dedim, O da;
“O, iyi bir sahabeydi. Benden on dinar borç istedi. Ona verdim” dedi. Sonra on dinarını verdiğimde;
“Vallahi ona borç verdiğim on dinarın aynısıdır” dedi. Ben ailesine;
“Sa’d’ın vefatından sonra sizde bir olay oldu mu?” dedim. Onlar da;
“Evet şöyle şöyle olaylar oldu” dediler. Kedinin ölümünü dahi zikrettiler. Ben;
“Peki onun filanca kızı nerede” diye sordum. “Dışarıda oynuyor” dediler. Beni yanına götürdüler, okşadım. Baktım harareti var, ona iyi davranın dedim. Altı gün sonra kız öldü.”